Ayrıca bakınız: almák

Türkçe değiştir

Köken değiştir

alma + -k

Söyleniş değiştir

Eylem değiştir

almak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi alır)

  1. başlamak
    Üsküdar'a gider iken aldı da bir yağmur. — Halk türküsü
  2. bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak
    Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. — N. Cumalı
  3. bir şeyi veya kimseyi bulunduğu yerden ayırmak
    Çocuğu okuldan aldı.
  4. birlikte götürmek
  5. bürümek, kaplamak, sarmak
    Burayı kötü bir koku aldı, durulamaz hâle geldi.
  6. çalmak
    Cebimden saatimi almışlar.
  7. eksiltmek, kısaltmak
    Ceketin boyundan almak.
  8. elde etmek, kazanmak
  9. ele geçirmek, fethetmek
    Fakat aldıkları yerlerin ahalisini Türkleştiremediklerinden bu büyüklük onların zayıf düşmelerine sebep olmuş. — Ö. Seyfettin
  10. erkek, kadınla evlenmek
    O sırada aldığı kadının babasının birçok yardımını görmüştü. — M. Ş. Esendal
  11. gidermek, yok etmek
    İçine biraz su koy, tuzunu alır.
  12. görevden, işten çekmek
  13. göreve, işe başlatmak
    Yeni kapıcı aldı.
  14. içecek veya sigara içmek
  15. içeri girmesini sağlamak
    Sevdiği delikanlıyı gece evine almış. — N. Cumalı
  16. içine sığmak
    Bu kavanoz iki kilo bal alır. Bu salon bin kişi alır.
  17. kabul etmek
  18. kazanç sağlamak
    Bir pantolondan beş yüz lira alıyorlar.
  19. kendine ulaştırılmak, iletilmek
    Kızımdan mektup aldım.
    Ondan haber almak için çok uğraştık, ama boşuna.
  20. koku veya tat duymak
    Sigaradan hiç tat alamaz oldum. Burnu iyi koku alır.
  21. koparmak, yolmak
    Kaş almak acıtıyor.
  22. koymak, örtmek
    Paltosunu sırtına aldı.
  23. kullanmak, yutmak
    İlaç almak.
  24. içeri sızmak, içine çekmek
    Gemi su alıyor. Fotoğraf makinesi ışık almış, film yanmış.
  25. mesafe katetmek, yol gitmek
    O yolu bir saatte alırsınız.
  26. motor çalışması için gerekli olan elektrik veya yakıttan yararlanır hâle gelmek
    Savcı yardımcısı gaza bastı, motor almadı. Bir daha bastı, yine almadı. — H. Taner
  27. tehlikeli, zararlı bir şeye uğramak
    Sahtekârlık yaptığı ispat edildiğinden ceza aldı.
    Soğuk aldım, yatıyorum.
  28. temizlemek
    Karyolanın altını süpürge ile al.
  29. soldurmak
    Güneş perdelerin rengini aldı.
  30. sürükleyip götürmek
    Öküzü sel aldı, harmanı yel aldı.
  31. vücuttaki hasta bir organı ameliyatla çıkarmak
    Dalağını aldılar.
  32. yer değiştirmek
  33. (ticaret) satın almak

Çekimleme değiştir

Zıt anlamlılar değiştir

Alt kavramlar değiştir

Atasözleri değiştir

Deyimler değiştir

Türetilmiş kavramlar değiştir

Çeviriler değiştir

Kaynakça değiştir

Türkmence değiştir

Söyleniş değiştir

  • Heceleme: al‧mak

Eylem değiştir

almak

  1. almak
  2. yol almak