Ayrıca bakınız: -son, SON, Son, son', son-, so'n, són, sôn, søn, sơn, Sơn, sờn, Ṣon

Dillerarası değiştir

Sembol değiştir

son

  1. ISO 639-2, ISO 639-5: Songhay dilleri

Türkçe değiştir

Köken değiştir

Osmanlı Türkçesi صوڭ‎ sözcüğünden devralındı.

Söyleniş değiştir

değiştir

son (belirtme hâli sonu, çoğulu sonlar)

  1. bir şeyin en arkadan gelen bölümü
    Kışın sonu.
    Bu yolun sonu.
  2. hudut, sınır,
  3. (mecaz) ölüm
  4. (fizyoloji, jinekoloji) döl eşi

Çekimleme değiştir

Eş anlamlılar değiştir

Zıt anlamlılar değiştir

  • (arkadan gelen): baş

Alt kavramlar değiştir

Kelime birliktelikleri değiştir

Çeviriler değiştir

Ön ad değiştir

son (karşılaştırma daha son, üstünlük en son)

  1. şimdiki zamana en yakın zamandan beri olan veya bu zamanda yapılmış, olmuş olan
    Gündüzün son ışıklarıyla beraber sanki odadan eşya da çekiliyordu. — P. Safa
  2. en arkada bulunan
    Son vagon.
  3. artık ondan ötesi veya başkası olmayan
    Son atlıkarıncayı Kadırga meydanında birkaç yıl evvel görmüştüm. — H. A. Yücel
  4. olanca
    Son kuvvetiyle: "Yâ Ali!" diye bağırdı. — M. Ş. Esendal

Eş anlamlılar değiştir

  • (yakın zamandan beri olan veya bu zamanda yapılmış): âhir, biten

Zıt anlamlılar değiştir

  • (yakın zamandan beri olan veya bu zamanda yapılmış): ilk

Atasözleri değiştir

Deyimler değiştir

Çeviriler değiştir

Kaynakça değiştir

Azerice değiştir

değiştir

son

  1. son

Fransızca değiştir

değiştir

son

  1. (akustik) ses, seda, ün

Gagavuzca değiştir

Köken değiştir

Eski Türkçe song

Ön ad değiştir

son

  1. son

Kaynakça değiştir

  • Etymological Dictionaries - Andras Rajki

İngilizce değiştir

Farklı yazılışlar değiştir

Söyleniş değiştir

Köken 1 değiştir

Orta İngilizce sonn sözcüğünden devralındı, sone, sun, sune, o da Eski İngilizce sunu (son) sözcüğünden devralındı, o da Ana Cermence *sunuz sözcüğünden devralındı, o da Ana Hint-Avrupa dili *suHnús sözcüğünden devralındı, o da Ana Hint-Avrupa dili *sewH- (doğurmak; hamile olmak) sözcüğünden.

değiştir

son (çoğulu sons)

  1. oğul.
    Before the birth of the man's child, he said: "I want a son, not a daughter." — Adam, çocuğu doğmadan önce "Kız değil, oğul istiyorum." dedi.
  2. evlat edinilmiş erkek.
  3. bir yaşlıya ya da otorite olan şahsa çok yakın olduğundan oğul addedilebilecek kimse.
  4. dış tesirlerle bir hareketin parçası olmuş kimse.
    He was a son of the mafia system. — Mafya sisteminin evladıydı.
  5. A male descendant.
    The pharaohs were believed to be sons of the Sun. — Firavunların Güneş'in oğulları olduğuna inanılıyordu.
  6. (bilişim) bir dosyanın bir önceki sürümünden (father) türemiş son sürümü.
Zıt anlamlılar değiştir
Üst kavramlar değiştir
Derived terms değiştir

Köken 2 değiştir

Orta İngilizce sonen sözcüğünden devralındı, sunen, o da üstteki isim.

Eylem değiştir

son (üçüncü tekil kişi geniş zaman sons, şimdiki zaman soning, geçmiş zaman ve yakın geçmiş zaman soned)

  1. (geçişli) bir oğlu üretmek (yani doğurmak, hamile bırakmak).
    • Noel Polk, 1997 Outside the Southern Myth
      "I sonned a father who would not be sonned, …" – Ben oğul olmayacak bir babaya oğul oldum, …
  2. (geçişli) birine "oğul" diye hitap etmek.
    • Jerry Flesher, 2005 Tomorrow I'll Miss You
      "“Don't 'son' me.” “I'm old enough to be your father,” he said with a dismissive wave of his hand." – “Bana 'oğlum deme.” Umursamaz bir el hareketiyle “Baban olacak yaştayım” dedi.
    • Stuart A. McKeever, 2014 Becoming Joey Fizz
      "“Son—now's not the time, please.” “It's the perfect time—it's the best time fucking time I ever had. There's not gonna be another time, so don't son me, you bastard. …”" – “Oğlum, şimdi zamanı değil, lütfen.” “Bu mükemmel bir zaman; bu şimdiye kadar geçirdiğim en iyi zaman. Başka bir zaman olmayacak, o yüzden bana oğlum deme, seni piç. …”

Köken 3 değiştir

İspanyolca son (ses) sözcüğünden.

değiştir

son (sayılamayan)

  1. (müzik türü) Son cubano, Afrika ve İspanyol elementleri birleştiren ve Kuba'da 19. asrın sonların ortaya çıkan bir müzik ve dans türü.
    • Bloomsbury, 2017 Havana: A Subtropical Delirium
      "When son' first emerged in the streets of Havana, in the early twentieth century, it was shut down by the police, as were most forms of African culture. Son groups, conjuntos, caught playing on the street, as was the tradition, had their instruments confiscated." – Son, yirminci asrın başlarında Havana sokaklarında ilk ortaya çıktığında, Afrika kültürünün çoğu şekli gibi polis tarafından yasaklandı. Sokakta an'ane icabı çalarken yakalanan son gruplarının, yani conjuntoların enstrümanlarına el konuldu.

Ek okumalar değiştir

Anagramlar değiştir

İskoç İngilizcesi değiştir

değiştir

son

  1. (primatlar, aile) oğul

İsveççe değiştir

değiştir

son

  1. (primatlar, aile) oğul

Özbekçe değiştir

değiştir

son

  1. (sayılar) sayı

Volapük dili değiştir

değiştir

son

  1. (primatlar, aile) oğul

Zazaca değiştir

değiştir

son e

  1. ant