yetişmek: Revizyonlar arasındaki fark
İçerik silindi İçerik eklendi
Değişiklik özeti yok |
Değişiklik özeti yok |
||
8. satır:
# [[vakit|vaktinde]] [[varmak]], [[vakit|vaktinde]] [[bulunmak]]
#:''Öteki tünelle gelseler de vapura yetişeceklerini bilirlerdi.'' - A. Ş. Hisar
# bir [[iş|işe]] [[başlamak|başlamış]] [[olmak|olanlara]] [[veya]] [[gitmek|gidenlere]] [[sonradan]] [[katılmak]]
#:''Kadınlar, derme çatma ayakkabılarıyla onlara zor yetişebiliyorlardı.'' - Y. K. Karaosmanoğlu
# [[değmek]], [[uzanmak|uzanıp]] [[dokunabilmek]]
#:''Ben o dala yetişemem. Bu ip kuyunun dibine yetişmez.''
# [[vakit]] [[bulmak]], [[yapabilmek]]
#:''Ben bu kadar işe yetişemem.''
# [[yetmek]], [[yeter]] [[olmak]], [[kâfi gelmek]]
#:''Bu para yetişir. Bu yemek hepimize yetişir.''
# bir [[zamanda]] [[yaşamak|yaşamış]] [[olmak]], bir [[zaman|zamanı]] [[veya]]
#:''Bol zamanıma yetişti de ben onu böyle şımarık büyüttüm.'' - P. Safa
# [[üremek]], [[büyümek]], [[olmak]]
#:''Şu Marmara kıyılarında o sene bol meyve yetişmişti.'' - S. F. Abasıyanık
# [[eğitim]] [[görmek|görmüş]] [[olmak]], [[öğrenmek]], [[gelişmek]]
#:''Akşam gazetesi, yurt aydınlarıyla konuşarak bizde niçin yazar yetişmediğinin sebeplerini araştırdı.'' - O. V. Kanık
# [[iş]] [[görebilmek|görebilecek]] [[yaşa]] [[gelmek]], [[büyümek]]
# [[yardım etmek]], [[yardım|yardımına]] [[koşmak]]
#:''Tam o sırada talih imdadıma yetişti.'' - R. H. Karay
# [[orta|ortaya]]
====Deyimler====
|