Ayrıca bakınız: hac et

Türkçe değiştir

Köken değiştir

Osmanlı Türkçesi حاجت‎, Arapça حَاجَة(ḥāce).

Söyleniş değiştir

değiştir

hacet (belirtme hâli haceti, çoğulu hacetler)

  1. herhangi bir şey için lüzumlu olma
    "Bu kadar külfete hacet yok."
  2. ihtiyaç duyulan veya lüzumlu şey
    "Zile basacaktı, hacet kalmadı." — R. H. Karay
  3. (din) Tanrı'dan yerine getirilmesi beklenen dilek
    "Bu devri yüz defa yapabildiniz mi mutlaka her hacetiniz de yerine gelir." — Y. K. Karaosmanoğlu
  4. (fizyoloji) dışkı veya idrar
    Hacetini giderme ihtiyacı duyunca umumî bir hela aramaya başladı.

Çekimleme değiştir

Eş anlamlılar değiştir

Atasözleri değiştir

Deyimler değiştir

Türetilmiş kavramlar değiştir

Çeviriler değiştir

Kaynakça değiştir

Anagramlar değiştir