Türkçe

değiştir

Söyleniş

değiştir
IPA(anahtar): dyʃˈkyn

Heceleme

değiştir
Heceleme: düş‧kün

düşkün (karşılaştırma daha düşkün, üstünlük en düşkün)

  1. bir şeye kendini aşırı vermiş olan, çok bağlı, âşıklı, tutkun
    Onlar kadar birbirine düşkün, birbirine uymuş bir çift daha ömrümde görmedim desem yeri vardır. - Halide Edip Adıvar
  2. meraklı
    İnsan ise memnu olan şeye düşkündür. - Burhan Felek
  3. geçim sıkıntısına düşmüş
    Eski arkadaşının düşkün bulunduğu hâlinden anlaşılıyordu. - Refik Halit Karay
  4. yoksulluk sebebiyle mutluluk ve refahını kaybetmiş
    Zavallı, arabasını satmış, düşkün bir hâldeydi. - Yahya Kemal Beyatlı
  5. yaşlılık, hastalık v.s. sebeplerle çalışma gücünü yitirmiş
    Artık şimdi öyle düşkün bir babayım ki. Yüreğim hun, sayhalarım boğuk boğuktur. - Enis Behiç Koryürek
  6. (mecaz) değer ve onurunu yitirmiş
  7. (mecaz) kötü yola düşmüş, ahlaksız
    Emniyet memurları Beyoğlu'nun çalgılı bahçelerinden yüz yirmi düşkün kız derleyip toplamış. - Yusuf Ziya Ortaç

Türetilmiş kavramlar

değiştir

Çeviriler

değiştir

Kaynakça

değiştir

düşkün

  1. düşkün
  2. manyak