Türkçe değiştir

Eylem değiştir

doğrultmak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi doğrultur)

[1] Doğrulmasınısağlamak, doğru duruma getirmek
[2] Düzeltmek.
[3] Yöneltmek.
Düzenleme yapıldıktan sonra bu not silinmelidir.

Doğrulmasını sağlamak, doğru duruma getirmek. Düzeltmek.

         Yanlışları doğrultmak.

Yöneltmek.

         "Ancak bu sıra Reşo Ağa, mavzerini kadının üzerine doğrultup ateşledi."

Yön bulmak.

         Karşıki tepeye bakarak yolu doğrultup geldim.

(Para için) Sağlamak, kazanmak.

         "Kamyon parasını doğrulttun mu, kapağı atarsın memlekete."