konuşmamak
Türkçe
değiştirSöyleniş
değiştirKöken
değiştirEylem
değiştirkonuşmamak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi konuşmaz)
- (ses bilgisi) bir dilin sözcükleriyle düşüncesini sözlü olarak anlatmamak
- Çocuk daha konuşamıyor.
- belli bir konudan söz etmemek
- Mehmet, yedi yaşındayken anasıyla konuştuklarından fazla bir şey konuşmazdı. - H. E. Adıvar
- bir konuda karşılıklı söz etmemek, sohbet etmemek
- Şiir ve edebiyattan hiç konuşmaz.
- nutuk çekmemek, konuşma yapmamak
- konuşma dili olarak kullanmamak
- Almanya'da doğmuş Türk olduğunden Türkçeyi çok iyi konuşmuyor.
- düşüncesini herhangi bir vasıtayla anlatmamak
- Körle el işaretleriyle konmazlar.
- ilişki kurmamak veya ilişkiyi sürdürmemek
- Üst kattakilerle konuşmuyoruz.
- flört etmemek
- dargın bulunmak
- oyuncak, hayvan v.s. konuşmaya benzeyen birtakım sesler çıkarmamak
- gizli bir şeyi açığa vurmamak, ele vermemek
- becermemek, mütehassıs gibi yapabilmemek
- Fokstrotta uzun boylu konuşmaz.
- geçerli olmamak, etkin olmamak
- Burada kanunun yerine yumruklar konuşmaz!
- şık ve zarif görünmemek
- Gömleğin konuşmuyor.
Çekimleme
değiştirkonuşmamak eyleminin çekimi
Deyimler
değiştir- açık konuşmamak
- bülbül gibi konuşmamak
- dereden tepeden konuşmamak
- elini vicdanına koyarak konuşmamak
- mamakineli tüfek gibi konuşmamak
- mevsimli, mevsimsiz konuşmamak
- saçma sapan konuşmamak
Türetilmiş kavramlar
değiştirKarşıt anlamlılar
değiştirÇeviriler
değiştirdüşüncelerini sözlü olarak aktarmamak
|