İngilizce

değiştir
Dinle (ABD aksanı).

spoil

[1] Bir şeyin değerini, kalitesini bozmak, azaltmak veya tamamen yok etmek.
[2] (Yiyecekler için) Bozulmak, kötü olmak.
[3] Birinin bir şeyden zevk almasına engel olmak.
[4] (Bir çocuğu) Çok yumuşak davranarak veya her istediğini yaparak şımartmak.
[5] (Birini) Aşırı iyi, cömert, düşünceli vs. davranarak şımartmak.

Örnekler

değiştir
[1] I wouldn't want to spoil your fun.
[2] I've got some ham that'll spoil if we don't eat tonight.
[3] She was afraid of spoiling Christmas for the rest of the family.
[5] Breakfast in bed - you're spoiling me!