Türkçe değiştir

değiştir

telaş (belirtme hâli telaşı, çoğulu telaşlar) telaş -şı

[1] herhangi bir sebeple acelecilik
Atatürk'ün gelişini göremedik ama koridordaki telaştan meseleyi anladık. -H. Taner
[2] kaygı, tasa, endişe
Ben geçerken onun telaşı, sizi dürtmesi gözümden kaçmadı. - H. E. Adıvar
[3] şaşkınlıktan doğan karışıklık, kargaşa
Herkes yağmur telaşı içindeydi. Islanmış, çamurlanmış, dört bir yanımdan geçiyorlardı. - N. Meriç

Köken değiştir

Arapça تلا شى talāşi dağılma, dağılarak yok olma.

Deyimler değiştir

Çeviriler değiştir

Kaynakça değiştir