Türkçe

değiştir

yerli (belirtme hâli yerliyi, çoğulu yerliler)

[1] Oturduğu bölgede doğup büyüyen, ataları da orada yaşamış olan kimse.

Örnekler

değiştir
[1] "Ben buranın yerlisiyim, siz yabancı ve belki de geçicisiniz."- R. H. Karay.
[1] "Amerikan yerlileri. Afrika yerlileri."

yerli (karşılaştırma daha yerli, üstünlük en yerli)

[1] Taşınamayan, başka yere götürülemeyen.
[2] Belli bir bölgede yetişen, otokton.
[3] Yurt içinde yapılan veya bir yurdun kendine özgü niteliklerini taşıyan.
[4] Bir yerin ilk sakini olan, otokton.

Örnekler

değiştir
[1] "Yerli dolap. Yerli sedir."
[2] "Yerli muz. Yerli meyve."
[3] "Yerli halıları gördüm, koyu sıcak kırmızılarla diri maviler ağır basıyordu."- B. R. Eyuboğlu.
[3] "Yerli malı yurdun malı, her Türk onu kullanmalı."

Sözcük birliktelikleri

değiştir
yerli dolap, yerli malı, yerli yerinde, yerli yerine, yerli yersiz, baba yerli

Çeviriler

değiştir

yerli

[1] (coğrafya) yöresel