Türkçe değiştir

Köken değiştir

Osmanlı Türkçesi زهر(zehir), Farsça زهر(zehr).

Söyleniş değiştir

değiştir

zehir (belirtme hâli zehri, çoğulu zehirler)

  1. (mecaz) acı, büyük üzüntü, keder, sıkıntı
    Dünya ile küsmüş, içi zehir dolu olarak yaşamıştı bütün gençliğini. — N. Cumalı
  2. (zehirler) organizmaya girdiğinde kimyasal etkisiyle fizyolojik görevleri bozan ve miktarına göre canlıyı öldürebilen madde
    Evvela bir yumruk vurdu, sersemledim, sonra ağzıma bilmediğim bir zehir tıktı, işte bu zehirle bayıldım. — F. R. Atay

Çekimleme değiştir

Eş anlamlılar değiştir

Zıt anlamlılar değiştir

Üst kavramlar değiştir

Alt kavramlar değiştir

Deyimler değiştir

Türetilmiş kavramlar değiştir

Çeviriler değiştir

Kaynakça değiştir

Ek okumalar değiştir

Kürtçe değiştir

değiştir

zehir

  1. (zehirler) ağı, ağu, sem, zehir, zıkkım