Türkçe değiştir

Yazılışlar değiştir

اگرتى

Belirteç değiştir

eğreti

  1. iyi yerleşmemiş, yerini bulmamış bir biçimde
    Ayakları karada ama eğreti duruyorlar rıhtım taşları üzerinde. - Zeyyat Selimoğlu
  2. üstünkörü, ciddiye almadan
    Her işi eğreti yapar oldun, her işi ucundan tutar oldun. - Samiha Ayverdi

Çeviriler değiştir

Ön ad değiştir

eğreti (karşılaştırma daha eğreti, üstünlük en eğreti)

  1. belirli bir süre sonra kaldırılacak olan, geçici, muvakkat
    O gün için oraya eğreti olarak getirilmişe benziyordu. - Attila İlhan
  2. iyi yerleşmemiş, yerini bulmamış olan
    Konuk kadının durgunluğu evdeki tedirginliktendi, iğne üstünde oturuyormuşçasına eğretiydi duruşu. - Burhan Günel
  3. takma
    Eğreti diş. Eğreti bacak.
  4. belli belirsiz
  5. uyumsuz, yakışmamış

Çeviriler değiştir

Kaynakça değiştir

Atasözleri değiştir