Türkçe

değiştir

berkitmek (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi berkitir)

[1] sağlamlaştırmak, tahkim etmek, takviye etmek.
[2] (halk ağzı) (Andırın ağzı) sıkıştırmak
[3] (halk ağzı) (Kars, Ankara, Mersin, İzmir, Niğde, Düziçi, Malatya ağzı) Sıkıca bağlamak, sağlamlaştırmak, bağlanacak şeylerde bağcığı sıkmak. 'Çarığın bağı gevşemiş, berkit.'
[4] (halk ağzı) (Adana, Kars, Ankara, Niğde, İzmir, Bolu, Düziçi, Düzce ağzı) (Sivas, Kahramanmaraş, Gaziantep, Gümüşhane, Ordu, Kocaeli, Kütahya, Iğdır ağzı) Sağlamlaştırmak, pekiştirmek, sıkıştırmak, sertleştirmek, katılaştırmak.
[5] (halk ağzı) (Niğde ağzı) Üst üste yığmak, yüklemek.
[6] (halk ağzı) (Kırşehir, Nevşehir ağzı) Söküğü dikmek, yamamak.
[7] (halk ağzı) (Giresun, Gümüşhane ağzı) Germek.
[8] (halk ağzı) (Malatya ağzı) Takmak, vermek, zorlamak. 'Onlara gafanı berkitme.'
[9] (halk ağzı) (Kırşehir, Ankara, Niğde, İzmir, Mersin ağzı) Kapatmak, tıkamak, örtmek.
[10] (halk ağzı) (Kahramanmaraş ağzı) Vurmak.
[1] Eski Türkçe berk, bekitmek

Kaynakça

değiştir

Çeviriler

değiştir

Eski Türkçe

değiştir
Düzenleme yapıldıktan sonra bu not silinmelidir.
[1] Berkitmek
[2] Sağlamlaştırmak

Kaynakça

değiştir
  • Erdi, Seçkin (2005). Divanü Lügati't - Türk. İstanbul: Kabalcı Yayınevi. ISBN 975-997-013-9.


Türkmence

değiştir

berkitmek

[1] Pekitmek
[2] Güçlendirmek, kuvvetlendirmek, sağlamlaştırmak.