İngilizce

değiştir

boost (çoğulu boost)

  1. bir şeyin daha etkili veya güçlü olmasına yardımcı olan etken, yardım
    The controversy gave a boost to the author's sales.
    Tartışma, yazarın satışlarını arttırmasına yardımcı oldu.
  2. (otomotiv) özellikle yarış arabalarında yer alan turboşarj üzerinden motora daha fazla yakıt verilmesiyle arttırılan hız, turbo

boost (üçüncü tekil kişi geniş zaman boosts, şimdiki zaman boosting, geçmiş zaman ve yakın geçmiş zaman boosted)

  1. tırmanan kişiyi ittirmek, bir şeyi yukarı doğru itmek
  2. (şans, etki, güç) arttırmak, güçlendirmek
    This campaign will boost your chances of winning the election.
    Bu kampanya seçimi kazanma şansını artıracak.
  3. (finans) sayı, para, değer gibi birimleri hızla arttırmak
    The sales of the company quickly boosted with the introduction of the new product.
    Yeni ürünün tanıtılması ile şirketin satışları hızla arttı.