bulaşık
Türkçe
değiştirAd
değiştirbulaşık (belirtme hâli bulaşığı, çoğulu bulaşıklar) bulaşık -ğı
- [1] yiyecek veya içecekle kirletilmiş mutfak eşyası veya kap kacak
- Gemide bulaşık yıkamak kolay iş değildi. - A. Erhat
- [2] iz, etki, kalıntı
- Daha balayının bulaşığı geçmedi. - B. Felek
Deyimler
değiştirKaynakça
değiştir- Türk Dil Kurumuna göre "bulaşık" maddesi
Çeviriler
değiştirÖn ad
değiştirbulaşık (karşılaştırma daha bulaşık, üstünlük en bulaşık)
- [1] kirli
- Bulaşık kap.
- [2] düzensiz, karışık
- Bu karmakarışık ve bulaşık âlemi kendi hâline bırakırdı. - A. Ş. Hisar
- [3] yapışkan, sulu
- Böyle bir sivri akıllı, bulaşık biri çıkar ortaya, dirliği düzeni berbat eder. - K. Korcan
Çeviriler
değiştirçeviriler
Gagavuzca
değiştirAd
değiştirbulaşık
- [1] bulaşık