einigen

[1] anlaştırmak, birleştirmek, ittifak ettirmek
[2] barıştırmak
[3] dönüşlü: barışmak, ittifak etmek

Söyleniş

değiştir
IPA(anahtar): ˈaɪ̯nɪɡn̩, geçmiş zaman IPA(anahtar): ˈaɪ̯nɪçtə, ortaç IPA(anahtar): ɡəˈʔaɪ̯nɪçt
(dosya)
, geçmiş zaman
(dosya)
, ortaç
(dosya)
Kafiyeler: -aɪ̯nɪɡn̩

Heceleme

değiştir
Heceleme: ei‧ni‧gen, geçmiş zaman Heceleme: ei‧nig‧te, ortaç Heceleme: ge‧ei‧nigt

Eş anlamlılar

değiştir
[1] vereinigen
[2] übereinkommen, versöhnen
[3] sich versöhnen

Örnekler

değiştir
[1] Bismarck nutzte den Deutsch-Französischen Krieg, um die deutschen Staaten zu einigen.[1]
Bismarck, Alman-Fransız Harbi'ni Alman devletlerini birleştirmek için kullandı.
[2] Versuch doch mal, deine Kinder zu einigen! Die werden sich sonst noch den ganzen Tag zoffen.
Çocuklarını barıştırmaya çalışsana! Yoksa daha bütün gün kavga edecekler.
[3] Könnt ihr euch denn nicht wenigstens auf einen Kompromiss einigen?
Hiç olmazsa bir uzlaşmada ittifak edebilseniz?

Sözcük birliktelikleri

değiştir
[2]
(dosya)
sich auf etwas einigen,
(dosya)
sich außergerichtlich einigen,
(dosya)
sich freundschaftlich einigen,
(dosya)
sich gütlich einigen

Türetilmiş kavramlar

değiştir
Einigung, vereinigen

einigen

[1] yönelme hâli sözcüğünün çoğul çekimi birkaçı (Türkçede belirtme hâli)

Söyleniş

değiştir
IPA(anahtar): ˈaɪ̯nɪɡn̩
(dosya)
Kafiyeler: -aɪ̯nɪɡn̩

Heceleme

değiştir
Heceleme: ei‧ni‧gen

Örnekler

değiştir
[1] Vor einigen Jahren habe ich Tim das letzte Mal gesehen.
Birkaç sene evvel Tim'i son defa gördüm.

Benzer sözcükler

değiştir
einengen, einnicken, einige, einigeln
Almanca einige'nin yönelme hâlinin çoğulu

Kaynakça

değiştir