Türkçe

düzenle

kütük (belirtme hâli kütüğü, çoğulu kütükler) kütük -ğü

  1. (ahşap) kalın ağaç gövdesi
  2. kesilmiş ağaç gövdesi
Kenara iri zeytin kütükleri istif edilmişti. - R. H. Karay
Bir köşe başında, yüksekçe bir kütüğün üstüne oturmuş biri nal dövüyordu. - Y. Kemal
  1. kesimden sonra ağaç gövdesinin toprakta kalan bölümü
Çamlıkları yarıyoruz, ağaçların kütüklerinden atlıyoruz, ne bir köy ne bir ses var. - M. Ş. Esendal
  1. asma fidanı
Kütüklerin üstündeki koruklara otlar tırmanan bahçeyi bir daha geçiyoruz. - F. R. Atay
  1. resmî kayıt defteri, ana defter
  2. nüfus kütüğü
  3. (bilişim) bir arada işlenen ve birbirleriyle ilgili olan kayıtların tümü
  4. (madencilik) kütük demir
  5. görgüsüz, kaba kimse
Biraz sonra bizim kütük, kanepenin üstüne oturmuş, ayaklarıyla yerdeki yaprakları eziyordu. - H. E. Adıvar

Deyimler

düzenle

Kaynakça

düzenle

Çeviriler

düzenle

Atasözleri

düzenle

Çağatayca

düzenle
  1. kesilmiş, ana defteri

Gagavuzca

düzenle

kütük

  1. (ahşap) kütük
  1. Eski Türkçe kütük

Kaynakça

düzenle
  • Etymological Dictionaries - Andras Rajki
  • KÚNOS, Dr. Ignaz (1902). Şeyh Süleyman Efendi, Çağatayca-Osmanlıca Sözlük. Budapeşte: Section Orientale de la Société Ethnographique Hongroise.