Söyleniş

değiştir

Aufgabe d (tamlayan hâli Aufgabe, çoğulu Aufgaben)

  1. yapılmayı bekleyen görev, vazife
    • „Beim Motorfliegen kommt es im Gegensatz zum Segelfliegen mehr darauf an, fliegerische, navigatorische und technische Aufgaben zu meistern.“ — Planör uçuşunun aksine, motorlu uçuşta daha çok havacılık, seyir ve teknik vazifelerde' ustalaşmak istiyor.[1]
    Meine vordringlichste Aufgabe ist es jetzt, mich um die Kinder zu kümmern. — Artık en mühim işim çocuklarla meşgûl olmaktır.
  2. bırakma, vazgeçme
    Ein Bänderriss zwang ihn zur Aufgabe. — Bağ yırtılması onu bırakmaya mecbur etti.
  3. teslim, tesellüm
    Für die Aufgabe einer Büchersendung muss ich heute noch zur Post. — .Bugün hâlen kitap gönderme vazifesi için postahaneye gitmem lâzım.
  4. kamu idaresinin bir görevi, vazifesi
    Die Gefahrenabwehr ist eine 'Aufgabe', die der Polizei gesetzlich zugewiesen worden ist. — Emniyet, kanunla polise verilmiş bir 'vazifedir.

Üst kavramlar

değiştir

Alt kavramlar

değiştir

Kelime birliktelikleri

değiştir

Türetilmiş kavramlar

değiştir

İlgili kavramlar

değiştir

Kaynaklar

değiştir
  1. "Motorfliegen - Fränkische Schweiz". 2020-03-02 tarihinde erişilmiştir.

Ek okumalar

değiştir