Merhaba Dilci , İmece yöntemiyle gerçekleşmekte olan Uluslararası Sözlük Projesi'ne hoşgeldin
VikiSözlük'te şu an 380.845 madde bulunmaktadır.
Vikisözlük özgürdür. İsteyen herkes katkıda bulunabilir.

Yardım istemekten çekinmeyin, bütün VikiSözlük kullanıcıları size yardımcı olacaklardır. Tartışma sayfalarına ve kullanıcılara mesaj yazdıktan sonra imzanızı atmayı unutmayın!.

Deneme tahtasında serbest denemelerinizi yapabilirsiniz

Vikisözlüğe başlamak için daha fazla beklemene gerek yok. İhtiyaç duyacağın bütün bilgileri buradan alabilirsin

Vikisözlük, diğer kardeşleriyle birlikte geniş bir ailedir:

  • Bir konu hakkında ansiklopedik bilgi vermek istiyorsan Vikipedi'ye
  • Telif hakkı kaybolmuş bir eseri eklemek istiyorsan VikiKaynak'a
  • Önemli ve özlü sözleri eklemek istiyorsan VikiSöz'e
  • Bir şeyin nasıl yapıldığını tarif etmek istiyorsan VikiKitap'a

katkıda bulunabilirsin. Kolay gelsin






--Nosferatü 15:36, 17 Ocak 2007 (UTC)

Hoş geldiniz

değiştir

Merhaba,

bir akademisyenin daha burada olması benim için çok sevindirici oldu. Bizdeki akademisyenler, kendilerine akademik ilerlemede puan getirecek işler dışındaki konularla genellikle pek ilgilenmezler.

Vikisözlük hemen zenginleşmeye başladı. Yalnız bir konuyu birlikte düşünebiliriz. Sözkonusu madde alem. Bu sözcük iki şekilde okunuyor, kısa ve uzun a ile... TDK uzun okunanı "âlem" şeklinde yazıyor. Bana kalırsa en azından madde başlıklarında TDK yazımını kullanmalıyız. Böyle olursa bizim alem maddesindeki anlamları bibirlerinden ayırmak gerekecek. İkincisi ise, [1], [2] gibi sayıları madde içinde ya da dışından gönderme yapmak amacıyla kullanıyoruz. Bu nedenle "Eş anlamlılar" başlığı altındaki sayı [1] bolu anlama değil, [2] nolu anlama gönderme yapmalı.

Bir de Kaynaklar bölümünü daha farklı düzenleyebiliriz. Yani, alıntı yapılan kitabın künyesini Vikisözlük'te kullandığımız standartlarda verebiliriz.

Kolay gelsin

--Ender 19:29, 17 Ocak 2007 (UTC)

Teşekkürler

değiştir

Sevgili Ender Hocam,

Öncelikle açık kodlu bir sitede Türk dilinin tanıtılmasına katkı bulunduğunuz ve göz nurunuzu döktüğünüz için size teşekkür ederim. Ben de acizane benzer katkılar yaparak insanları bilgilendirmeye, yüreklendirmeye, dilimizin zenginliklerinin farkına varmalarını sağlamaya çalışıyorum. Asıl alanım Türklük bilimi, ancak klasik dil bilgisinin Türkçenin sorunlarının çözümünde yetersiz kaldığı düşüncesiyle lisans yıllarından bu yana dil bilimi alanında da kendimi yetiştirme gayreti içindeyim.

Dil bilimi ve felsefenin benzer sorunlara farklı çözümler üretmesinin de ayrı bir cazibesi var. Dil bilimi yoluyla içimde ukde kalan felsefe sevdamı da sürdürmüş oluyorum.

Terim bilimiyle ilgili Türkiye'de müthiş bir ikilem yaşıyoruz. Bir tarafta Türk Dil Kurumu, diğer tarafta Dil Derneği, bir de özgün olmak adına yaygınlaşmış terimlere yeni karşılıklar bulanlar...liste uzayıp gidiyor. Dil bilgisi derslerinde bunun sancılarına yıllardır çekiyorum, hep birlikte çekiyoruz. Bu konuda "Gramer Sorunları" adlı TDK yayınlarında çıkan kitapta İstanbul Üniversite emekli profesörlerinden Mertol Tulum Hocanın bir önerisini dikkate alalım diyorum. Eğitim dil bilgisi ve akademik dil bilgisi diye iki ayrı dil bilgisi alanı olduğunu, ikisini birbirinden ayırmak gerektiğini vurgulamış. Tabii bıçakla keser gibi herkese bir şeyler dayatmak da zor elbette. Önyargılardan arınmak, akademik bir tavır sergilemek gerekiyor. Bilimsel yaklaşım neyi gerektiriyorsa, bu yapılmalı.

Vikisözlük'te henüz yeniyim. Bir iki gündür Osmanlıca dil bilim terimlerini yüklemeye çalışıyorum. Tarihsel sözlükleri ayrı birer kategoride buraya ekleyebilir miyiz diye de düşünüyorum. Mesela Divanü Lugat'it Türk, Kamus-ı Türkî, Burhan-ı Kat'ı gibi. Çünkü bunlar 70 yıl sınırını çoktan aşmış sözlükler. Öğrencileri devreye sokarak böyle bir çalışma yapılabilir.

Çalışmalarınızda kolaylıklar dilerim.

--Dilci Mustafa Altun

Merhaba, benim asıl alanım bildiğin gibi Germanistik. Daha çok dilbilimiyle ilgilendim. Doğrusunu istersen şu an Almancadan çok Türkçe ile ilgiliyim. Bir şeye daha sevindim, klasik Türkoloji eğitimi alarak dilbilimine ilgi duymana. Çünkü genellikle böyle olmuyor. Bizler, yani Batı dilleriyle uğraşan insanların Türkçe etimolojik bilgi konsunda eksik oldukları bir gerçek. Türk dilinin etimolojisini bilen insanların çağdaş dilbilim kuram ve yöntemlerine ilgi duyması Türk diline önemli katkılar sağlayacaktır.
Bize Almanca dilbilgisi öğretilirken Alman hocalarımızın ilk öğrettikleri şey, üniversitede artık "okul grameri" öğrenmeyeceğimiz gerçeğiydi. Hatta Almancada okul grameriyle bilimsel gramer çalışmalarında kullanılan terimler arasında da büyük ayrımlar vardır. Ben de bunu Türkçeye uyarlamayı hep düşünmüşümdür. Çocuk "zarf", "zamir" gibi sözcüklerden pek anlamaz. Bunları onların anlayabileceği ifadelerle adlandırarak daha anlaşılır kılmak gerekir.
Tarihsel sözlükleri tabi ki ekleyebiliriz. Bu konuda bir proje geliştirebiliriz. Tarayıp kontrol ederek Vikisözlük formatında aktarmamız gerekli. Sence hangisinden başlayalım? Bir yerlerden bunları taranmış olarak da bulabiliriz. Benim bu gibi işlerde oldukça fazla deneyimim var; yani metin tarama ve optik karakter tanımlama vb. konularda. Bunun üzerinde düşünüp gerçekleştirebiliriz. Vikisözlükçüler arasında bize yardım edecek arkadaşlar da mutlaka çıkar.

--Ender 10:01, 18 Ocak 2007 (UTC)

Sevgili Ender Hocam,

Beni içtenlikle karşıladığınız için teşekkür ederim. Bu iyi niyetli ve güzel çalışmalar bana yıllar öncesi okuduğum bir kitabı hatırlattı. Yıllar önce lisansın ilk yılında Kompozisyon Bilgisi hocamız Turan Alptekin'in, ki aynı zamanda lisede iki yıl edebiyat hocam da oldular, Ahmet Hamdi Tanpınar'ın ilk ve son asistanı olarak da bilinir, ufkumu açmak için verdiği kitaplardan biri Gogol'ün Portre'siydi. Kitapta iki ressam, usta ve çırak arasında geçen diyaloglar hatırımda kalmıştı. Kitabın sonlarında geçen bir diyalogu özellikle zihnime nakşetmiştim: Usta, çırağının gündelik işlerle, çabuk para getiren ama suya sabuna dokunmayan işlerle oyalanmamasını salık veriyordu. Önemli olan kalıcı işlerdi ama bu sabır ve bir o kadar da emek istiyordu. Demem o ki, siz de bu platformda sözlük hazırlamak gibi çetrefilli bir işin içine girmişsiniz. Ne mutlu size ve katkıda bulunan diğer Türkçe sevdalılarına.

Son iletinizi okuduktan sonra ikinci dönemdeki dil bilgisi derslerimde yaklaşık 300 öğrenciyi Vikisözlük'e üye yaparak bir katkıda bulunabilir miyim diye düşündüm, kendi kendime. Verdiğimiz ödevler çoğunlukla depolara gidiyor, buna her dönem sonunda üzülüp duruyorum. Göz nuru döküyorlar, elbette kendileri için bir faydası var ama başkalarına da katkısı olsun istiyorum.

Bir kaç kesin önerim olacak bu çerçevede, sizin düşüncelerinizi almak isterim:

1. Divanu Lugat'it-Türk'ün maddelerinin girilmesi, telif açısından bir sorun yaşar mıyız, Kabalcı'nın ve Türk Dil Kurumu'nun halihazırda yayınları var. 2. Cumhuriyet Sonrası dönemde yayınlanmış romanlardan her öğrenci başına cümle örnekli 50 sözcüğün hazırlanması ve bunun Vikisözlük'e aktarılması. 3. Atasözleri sözlüğüne her öğrenci başına 15 atasözünün Vikisözlük'e eklenmesi.

Kolaylıklar dileğiyle:)

--Dilci Mustafa Altun

Merhaba, ben bu yıl 15 öğrencime Vikipedi'de "Alman Kültür Tarihi" maddesini hazırlattım. Aslında çok da memnun oldular, kendi çalışmalarından başkalarının da yararlanabilecek olması onları hem teşvik etti hem de daha ciddi olmaya zorladı.
Benim de uzun yıllardan beri en büyük hayalim "Türkçe Gutenberg" projesini gerçekleştirmek. Elimde taranmış 1000'den fazla kitap var. Ama telif sorunu nedeniyle bunları yayımlamak mümkün değil. Bunlar yine de bilimsel araştırmalarda kullanılmak üzere hazırlanabilir. Böyle bir şey çok kapsamlı ve büyük bir proje olurdu. Bunu Üniversitelerarası bir proje şekline getirip AB fonlarından destek bile alınabilir. Üniversitelerimizde bu konuda çalışan kişileri biraraya getirmek böylesi büyük bir projenin altından kalkmamızı sağlayabilir.
Ben bu arada profluk başvurusunun son aşamalarına geldim. O işi halledersem bu gibi işlere girişmek istiyorum. Malum, profluk için maalesef yaptığın işlere değil, yayınlara bakıyorlar. Oysa bunlar çok daha önemli işler.
Telif konusunda kural şu: Yazarın ölümünden 70 yıl sonra yapıtları üzerindeki telif hakkı ortadan kalkıyor. Sadece şu konuya dikkat etmek gerekiyor: Yeni tarihli yayınlarda "biçim" de korunma konusu. Yani, o kitabı alıp öylece kullanamıyorsun, ama içeriğin kullanılması tamamen serbest.
DLT'yi girebiliriz. Girdikten sonra öğrencilere kontrol ödevi falan da verilebilir. Ayrıca, örnek cümle istediğimiz maddeleri tespit edip bunlar da öğrencilere dağıtılabilir. O aşamaya dek hiçbir ilerleme kaydedememişsek atasözleri ödev olarak verilebilir.
Ama "Nutuk"un da girilmesini düşünebiliriz. Şöyle ki: Bütün metni taradıktan sonra "Nutuk Sözlüğü" oluşturabiliriz. Ve her sözcüğü tek tek ele alarak, Vikisözlük'te varsa örnek cümle ekleriz. Yoksa kendimiz oluştururuz. Bu sözcükleri hep birlikte bir sayfada topladığımızda "Nutuk Sözlüğü" elde edebiliriz. Aynı şeyi başka kitaplar için de yapabiliriz.
Yapılacak işler o kadar çok ki! Bazı şeyler için sayımızın artması çok önemli. Herkes işin ucundan tutsa Türk kültür hayatına kısa sürede çok şey kazandırabiliriz.
Sevgilerimle --Ender 15:06, 19 Ocak 2007 (UTC)


Bu konuda bir hukucudan fetva almak lazim herhalde ama benim FSEK'ten anladigim kadariyla, 1937'den evvel basilmis ve yazarlari hayatta olmayan eserler miri mal (bu -i diye mi yazilmali? madde girisi bekleriz hocam!) statusunde. Benim teklifim ve arzum bunlarin, imkanler elverdigince -- belki taranarak -- once vikikaynak veya Turkce Gutenberg projesi gibi sitelere aktarilmasi sonra elden gecirilerek buraya girilmesi. Ayni sekilde bir 'tercume'li PDF haric Ataturk'un nutkunun da orjinalini nette bulamadim. Bunlar biraz bizim ayibimiz. Bu tip kaynaklar olursa sozluk maddelerine ornek uretmek de dediginiz gibi kolaylasir (ben nutku otomatik olarak eski Turkce kelimelere ornek cumle cikartabilir miyim acaba diye aramistim). Benzer sekilde Suleymaniye kutuphanesindeki metinleri de suratle 'acik' ortamlara tasimak lazim bence. Bunu baska yerde konusmustuk. Bm 10:01, 19 Ocak 2007 (UTC)

Kelime çekim tablosu

değiştir

Merhaba, Kelime çekimlerini aşğıdaki tablo gibi belirtirsek daha türkçe olur.--Saltinbas 12:14, 18 Ocak 2007 (UTC)

Birde kelime kökenlerinin formatı aşağıdaki gibi kullanılırsa daha iyi olur.

[1] açıklama.