İngilizce

değiştir

imperative (çoğulu imperatives)

[1] zorunluk, zorunluluk, gereklilik
[2] emir, buyrum
[3] (dil bilimi) emir kipi, buyrum kipi

Örnekler

değiştir
[1] "Visiting İstanbul is an imperative"
[3] "The verbs in sentences like "Do it!" and "Say what you like!" are in the imperative"

imperative (karşılaştırma more imperative, üstünlük most imperative)

[1] Zaruri, zorunlu, gerekli

Örnekler

değiştir
[1] "It is imperative that you come here right now"