oynatmak
Türkçe
değiştirEylem
değiştiroynatmak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi oynatır)
- oynamasını sağlamak
- Bir curcuna havası söyledi ve salondakilerin hepsini oynattı. - Peyami Safa
- -i kımıldamasına yol açmak
- Elindeki kamçıyı oynatarak güneş altında yanan ovalarda gözlerini gezdirdi. - Memduh Şevket Esendal
- herhangi bir canlıya istenilen hareketleri yaptırmak:
- Ayı oynatmak.
- bir araç, gereç kullanmak
- Akıllı bir adam mermer üzerinde keser oynatır mı? - Ömer Seyfettin
- aklını yitirmek
- Sizinle iki gün daha çalışsam aklımı oynatabilirim. - Falih Rıfkı Atay
- (mecaz) korkutmak, heyecanlandırmak
- Yüreğimi oynattın.
- (mecaz) herhangi bir ödevi yerine getirmeyerek karşı tarafı düzenle oyalamak
- Borçlu alacaklıyı iki aydır oynatıyor.
- (tiyatro) sahneye koymak
- Bu ramazan geceleri Karagöz oynatacağız. - Halide Edip Adıvar
Deyimler
değiştirÇeviriler
değiştirKaynakça
değiştir- Türk Dil Kurumuna göre "oynatmak" maddesi
Eski Türkçe
değiştirBu sözcüğün, biçim ve içerik olarak Vikisözlük standartlarına ulaşması için elden geçirilmesi gerekmektedir.
Madde düzenleme ve Vikisözlük standartları ile ilgili bilgi
Bu sözcükte ayrıca şu sorunlar da bulunmaktadır:
- Bu söz(cük), ait olduğu dilin kullandığı Eski Türkçe alfabesinde yazılmamıştır.
Eylem
değiştir- oynatmak