uslu durmak

Türkçe

Eylem

uslu durmak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi uslu durur)

1. yaramazlık etmemek

Çekimleme

uslu durmak eyleminin çekimi

olumlu çekimler
			tekil			çoğul
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
bildirme (haber) kipleri	belirli geçmiş	basit	uslu durdum	uslu durdun	uslu durdu	uslu durduk	uslu durdunuz	uslu durdular
		hikaye	uslu durduydum	uslu durduydun	uslu durduydu	uslu durduyduk	uslu durduydunuz	uslu durduydular
		rivayet	—	—	—	—	—	—
		şart	uslu durduysam	uslu durduysan	uslu durduysa	uslu durduysak	uslu durduysanız	uslu durduysalar uslu durdularsa
	belirsiz geçmiş	basit	uslu durmuşum	uslu durmuşsun	uslu durmuş	uslu durmuşuz	uslu durmuşsunuz	uslu durmuşlar
		hikaye	uslu durmuştum	uslu durmuştun	uslu durmuştu	uslu durmuştuk	uslu durmuştunuz	uslu durmuştular
		rivayet	uslu durmuşmuşum	uslu durmuşmuşsun	uslu durmuşmuş	uslu durmuşmuşuz	uslu durmuşmuşsunuz	uslu durmuşmuşlar
		şart	uslu durmuşsam	uslu durmuşsan	uslu durmuşsa	uslu durmuşsak	uslu durmuşsanız	uslu durmuşsalar uslu durmuşlarsa
	geniş	basit	uslu dururum	uslu durursun	uslu durur	uslu dururuz	uslu durursunuz	uslu dururlar
		hikaye	uslu dururdum	uslu dururdun	uslu dururdu	uslu dururduk	uslu dururdunuz	uslu dururdular
		rivayet	uslu dururmuşum	uslu dururmuşsun	uslu dururmuş	uslu dururmuşuz	uslu dururmuşsunuz	uslu dururmuşlar
		şart	uslu durursam	uslu durursan	uslu durursa	uslu durursak	uslu durursanız	uslu durursalar uslu dururlarsa
	şimdiki	basit	uslu duruyorum	uslu duruyorsun	uslu duruyor	uslu duruyoruz	uslu duruyorsunuz	uslu duruyorlar
		hikaye	uslu duruyordum	uslu duruyordun	uslu duruyordu	uslu duruyorduk	uslu duruyordunuz	uslu duruyordular
		rivayet	uslu duruyormuşum	uslu duruyormuşsun	uslu duruyormuş	uslu duruyormuşuz	uslu duruyormuşsunuz	uslu duruyormuşlar
		şart	uslu duruyorsam	uslu duruyorsan	uslu duruyorsa	uslu duruyorsak	uslu duruyorsanız	uslu duruyorsalar uslu duruyorlarsa
	gelecek	basit	uslu duracağım	uslu duracaksın	uslu duracak	uslu duracağız	uslu duracaksınız	uslu duracaklar
		hikaye	uslu duracaktım	uslu duracaktın	uslu duracaktı	uslu duracaktık	uslu duracaktınız	uslu duracaktılar
		rivayet	uslu duracakmışım	uslu duracakmışsın	uslu duracakmış	uslu duracakmışız	uslu duracakmışsınız	uslu duracakmışlar
		şart	uslu duracaksam	uslu duracaksan	uslu duracaksa	uslu duracaksak	uslu duracaksanız	uslu duracaksalar uslu duracaklarsa
dilek (tasarlama) kipleri	istek	basit	uslu durayım	uslu durasın	uslu dura	uslu duralım	uslu durasınız	uslu duralar
		hikaye	uslu duraydım	uslu duraydın	uslu duraydı	uslu duraldım	uslu duraydınız	uslu duraydılar
		rivayet	uslu duraymışım	uslu duraymışsın	uslu duraymış	uslu duralmışım	uslu duraymışsınız	uslu duraymışlar
		şart	—	—	—	—	—	—
	şart	basit	uslu dursam	uslu dursan	uslu dursa	uslu dursak	uslu dursanız	uslu dursalar
		hikaye	uslu dursaydım	uslu dursaydın	uslu dursaydı	uslu dursaydık	uslu dursaydınız	uslu dursaydılar
		rivayet	uslu dursaymışım	uslu dursaymışsın	uslu dursaymış	uslu dursaymışız	uslu dursaymışsınız	uslu dursaymışlar
		şart	—	—	—	—	—	—
	gereklilik	basit	uslu durmalıyım	uslu durmalısın	uslu durmalı	uslu durmalıyız	uslu durmalısınız	uslu durmalılar
		hikaye	uslu durmalıydım	uslu durmalıydın	uslu durmalıydı	uslu durmalıydık	uslu durmalıydınız	uslu durmalıydılar
		rivayet	uslu durmalıymışım	uslu durmalıymışsın	uslu durmalıymış	uslu durmalıymışız	uslu durmalıymışsınız	uslu durmalıymışlar
		şart	uslu durmalıysam	uslu durmalıysan	uslu durmalıysa	uslu durmalıysak	uslu durmalıysanız	uslu durmalıysalar uslu durmalılarsa
	emir	basit	—	uslu dur	uslu dursun	—	uslu durun uslu durunuz	uslu dursunlar
		hikaye	—	—	—	—	—	—
		rivayet	—	—	—	—	—	—
		şart	—	—	—	—	—	—
olumsuz çekimler
			tekil			çoğul
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
bildirme (haber) kipleri	belirli geçmiş	basit	uslu durmadım	uslu durmadın	uslu durmadı	uslu durmadık	uslu durmadınız	uslu durmadılar
		hikaye	uslu durmadıydım	uslu durmadıydın	uslu durmadıydı	uslu durmadıydık	uslu durmadıydınız	uslu durmadıydılar
		rivayet	—	—	—	—	—	—
		şart	uslu durmadıysam	uslu durmadıysan	uslu durmadıysa	uslu durmadıysak	uslu durmadıysanız	uslu durmadıysalar uslu durmadılarsa
	belirsiz geçmiş	basit	uslu durmamışım	uslu durmamışsın	uslu durmamış	uslu durmamışız	uslu durmamışsınız	uslu durmamışlar
		hikaye	uslu durmamıştım	uslu durmamıştın	uslu durmamıştı	uslu durmamıştık	uslu durmamıştınız	uslu durmamıştılar
		rivayet	uslu durmamışmışım	uslu durmamışmışsın	uslu durmamışmış	uslu durmamışmışız	uslu durmamışmışsınız	uslu durmamışmışlar
		şart	uslu durmamışsam	uslu durmamışsan	uslu durmamışsa	uslu durmamışsak	uslu durmamışsanız	uslu durmamışsalar uslu durmamışlarsa
	geniş	basit	uslu durmam	uslu durmazsın	uslu durmaz	uslu durmayız	uslu durmazsınız	uslu durmazlar
		hikaye	uslu durmaydım	uslu durmazdın	uslu durmazdı	uslu durmaydık	uslu durmazdınız	uslu durmazdılar
		rivayet	uslu durmaymışım	uslu durmazmışsın	uslu durmazmış	uslu durmaymışız	uslu durmazmışsınız	uslu durmazmışlar
		şart	uslu durmaysam	uslu durmazsan	uslu durmazsa	uslu durmaysak	uslu durmazsanız	uslu durmazsalar uslu durmazlarsa
	şimdiki	basit	uslu durmuyorum	uslu durmuyorsun	uslu durmuyor	uslu durmuyoruz	uslu durmuyorsunuz	uslu durmuyorlar
		hikaye	uslu durmuyordum	uslu durmuyordun	uslu durmuyordu	uslu durmuyorduk	uslu durmuyordunuz	uslu durmuyordular
		rivayet	uslu durmuyormuşum	uslu durmuyormuşsun	uslu durmuyormuş	uslu durmuyormuşuz	uslu durmuyormuşsunuz	uslu durmuyormuşlar
		şart	uslu durmuyorsam	uslu durmuyorsan	uslu durmuyorsa	uslu durmuyorsak	uslu durmuyorsanız	uslu durmuyorsalar uslu durmuyorlarsa
	gelecek	basit	uslu durmayacağım	uslu durmayacaksın	uslu durmayacak	uslu durmayacağız	uslu durmayacaksınız	uslu durmayacaklar
		hikaye	uslu durmayacaktım	uslu durmayacaktın	uslu durmayacaktı	uslu durmayacaktık	uslu durmayacaktınız	uslu durmayacaktılar
		rivayet	uslu durmayacakmışım	uslu durmayacakmışsın	uslu durmayacakmış	uslu durmayacakmışız	uslu durmayacakmışsınız	uslu durmayacakmışlar
		şart	uslu durmayacaksam	uslu durmayacaksan	uslu durmayacaksa	uslu durmayacaksak	uslu durmayacaksanız	uslu durmayacaksalar uslu durmayacaklarsa
dilek (tasarlama) kipleri	istek	basit	uslu durmayayım	uslu durmayasın	uslu durmaya	uslu durmayalım	uslu durmayasınız	uslu durmayalar
		hikaye	uslu durmayaydım	uslu durmayaydın	uslu durmayaydı	uslu durmayaldım	uslu durmayaydınız	uslu durmayaydılar
		rivayet	uslu durmayaymışım	uslu durmayaymışsın	uslu durmayaymış	uslu durmayalmışım	uslu durmayaymışsınız	uslu durmayaymışlar
		şart	—	—	—	—	—	—
	şart	basit	uslu durmasam	uslu durmasan	uslu durmasa	uslu durmasak	uslu durmasanız	uslu durmasalar
		hikaye	uslu durmasaydım	uslu durmasaydın	uslu durmasaydı	uslu durmasaydık	uslu durmasaydınız	uslu durmasaydılar
		rivayet	uslu durmasaymışım	uslu durmasaymışsın	uslu durmasaymış	uslu durmasaymışız	uslu durmasaymışsınız	uslu durmasaymışlar
		şart	—	—	—	—	—	—
	gereklilik	basit	uslu durmamalıyım	uslu durmamalısın	uslu durmamalı	uslu durmamalıyız	uslu durmamalısınız	uslu durmamalılar
		hikaye	uslu durmamalıydım	uslu durmamalıydın	uslu durmamalıydı	uslu durmamalıydık	uslu durmamalıydınız	uslu durmamalıydılar
		rivayet	uslu durmamalıymışım	uslu durmamalıymışsın	uslu durmamalıymış	uslu durmamalıymışız	uslu durmamalıymışsınız	uslu durmamalıymışlar
		şart	uslu durmamalıysam	uslu durmamalıysan	uslu durmamalıysa	uslu durmamalıysak	uslu durmamalıysanız	uslu durmamalıysalar uslu durmamalılarsa
	emir	basit	—	uslu durma	uslu durmasın	—	uslu durmayın uslu durmayınız	uslu durmasınlar
		hikaye	—	—	—	—	—	—
		rivayet	—	—	—	—	—	—
		şart	—	—	—	—	—	—

Kaynakça

• Türk Dil Kurumuna göre "uslu durmak" maddesi