Gewissen
Almanca
değiştirSöyleniş
değiştirAd
değiştirGewissen n (tamlayan hâli Gewissens, çoğulu Gewissen, küçültme Gewissens n)
- (din, etik, ruh bilimi) vicdan
- Nachdem er den einzigen Ochsen des verarmten Bauern erlegt hatte, befiel den Wilderer ein schlechtes Gewissen und er bot dem Bauern eine Entschädigung an. – Fakir köylünün tek öküzünü vurduktan sonra kaçak avcı kötü vicdana yakalandı [=pişman oldu] ve köylüye tazminat teklif etti.
- Sein Gewissen plagete ihn solange, bis er sich entschloss, das Geklaute unbemerkt zurückzulegen.
- Vicdan azabı ona o kadar sıkıntı verdi ki çaldığını fark ettirmeden yerine koymaya karar verdi.
- „Bis jetzt hat sie mit den Dänen verhandelt, einer früheren Kolonialmacht, der man den guten Willen nicht absprechen kann, und sei es aus schlechtem Gewissen.“ - Tilman Bünz (2012). Wer das Weite sucht - Skandinavien für Fortgeschrittene, 31.
- „Şimdiye kadar vicdan azabından dolayı olsa da iyi niyeti reddedilemeyecek olan o [kişi], eski bir sömürge iktidarı olan Danimarkalılarla müzakerelerde bulundu.“
Deyimler
değiştirSözcük birliktelikleri
değiştir- sıfatlar: ein gutes/schlechtes Gewissen (haben), guten Gewissens