Ayrıca bakınız: gewiesen, gewissen

Söyleniş

değiştir
IPA(anahtar): ɡəˈvɪsn
(dosya)
Kafiyeler: -ɪsn̩
Heceleme: Ge‧wis‧sen

Gewissen n (tamlayan hâli Gewissens, çoğulu Gewissen, küçültme Gewissens n)

  1. (din, etik, ruh bilimi) vicdan
    • Nachdem er den einzigen Ochsen des verarmten Bauern erlegt hatte, befiel den Wilderer ein schlechtes Gewissen und er bot dem Bauern eine Entschädigung an.Fakir köylünün tek öküzünü vurduktan sonra kaçak avcı kötü vicdana yakalandı [=pişman oldu] ve köylüye tazminat teklif etti.
    • Sein Gewissen plagete ihn solange, bis er sich entschloss, das Geklaute unbemerkt zurückzulegen.
      Vicdan azabı ona o kadar sıkıntı verdi ki çaldığını fark ettirmeden yerine koymaya karar verdi.
    • „Bis jetzt hat sie mit den Dänen verhandelt, einer früheren Kolonialmacht, der man den guten Willen nicht absprechen kann, und sei es aus schlechtem Gewissen.“ - Tilman Bünz (2012). Wer das Weite sucht - Skandinavien für Fortgeschrittene, 31.
      „Şimdiye kadar vicdan azabından dolayı olsa da iyi niyeti reddedilemeyecek olan o [kişi], eski bir sömürge iktidarı olan Danimarkalılarla müzakerelerde bulundu.“

Deyimler

değiştir

Sözcük birliktelikleri

değiştir

Türetilmiş kavramlar

değiştir