Ayrıca bakınız: Bulanık

Türkçe değiştir

Belirteç değiştir

bulanık

  1. bulanmış, duru olmayan bir biçimde
    Bir musluğu açtığınız zaman bile su, evvela bulanık gelir. - N. F. Kısakürek

Çeviriler değiştir

Ön ad değiştir

bulanık (karşılaştırma daha bulanık, üstünlük en bulanık) bulanık

  1. bulanmış olan, duru olmayan
    Koltuğuna oturdu, Haliç'in bulanık sularına daldı. - F. R. Atay
  2. bulutlu, kapalı
  3. açık seçik görünmeyen, net olmayan
    Bulanık görüntü.
  4. donuk, anlamsız, fersiz
    Dimdik oturuyor, bulanık ve ıslak gözlerle ona bakıyordu. - P. Safa
  5. (mecaz) niteliği tam anlaşılmayan
    İzmir-Bursa yolculuğundan dönüşümde ben böyle bulanık bir politika havası içinde bulmuştum. - Y. K. Karaosmanoğlu

Deyimler değiştir

Çeviriler değiştir

Kaynakça değiştir

Atasözleri değiştir