Ayrıca bakınız: daralma

Türkçe

değiştir

daralmak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi daralır)

  1. dar duruma gelmek, küçülmek
    İleride yolun daraldığını göre göre gaza yüklendi. - Elif Şafak
  2. azalmak
    Yıllar geçer, bir gün bakarsınız vakitler daralmış. - Reşat Nuri Güntekin
  3. zayıflamak
    Hafızası o kadar daralmış, bir sene evvelini hatırlamıyor gibi. - Sait Faik Abasıyanık
  4. güçleşmek, zorlaşmak
    Geçimi daraldı.
  5. (mecaz) sıkışmak
    Daralan soluğu ile çıkamayacağı merdivenleri oğlunun da çıkmasını yasaklıyordu. - Necati Cumalı
  6. (mecaz) başı dara gelmek, bunalmak

Çeviriler

değiştir

Kaynakça

değiştir