Ayrıca bakınız: Han'ı, Hani, hanı

Türkçe

düzenle
Osmanlı Türkçesi هاني‎, Eski Türkçe kanghy(kanghy).

Söyleniş

düzenle

hani (belirtme hâli hanini, çoğulu haniler), sahiplik şekli hani -si

  1. (hayvan bilimi, balıklar) Hanigillerden olup Akdeniz'de yaşayan, alaca kırmızı renkli, beyaz etli, orta büyüklükte bir balık
    Hani bugün hani yiyecektik?

Çekimleme

düzenle

Bilimsel adı

düzenle

Üst kavramlar

düzenle

Alt kavramlar

düzenle

Ayrıca bakınız

düzenle

Çeviriler

düzenle

Belirteç

düzenle

hani

  1. "Doğrusunu söylemek gerekirse, kaldı ki, üstelik" anlamlarında kullanılan bir söz.
    Benim sormam hani yârenlik olsun, anlarsınız ya! — M. Ş. Esendal
  2. "Nerede, ne oldu, nerede kaldı" anlamlarında kullanılan bir soru sözü.
    Çoban kaval çaldı sordu bülbüle / Sürülerim hani, ovam nerede? — Z. Gökalp
  3. Karşıdakinin daha önceden bildiği bir şey kendisine hatırlatılmak istenildiğinde kullanılan bir söz.
    Nevin geçen sene kolunda bir ağrı duymuştu hani. — S. F. Abasıyanık
  4. Bazen "bari" anlamında kullanılan bir söz.
    Hani kim olduğumu bilmese…
  5. Verilen sözü hatırlatan sözün başına getirildiğinde sitem anlatan bir söz.
    Hani bugün hani yiyecektik?
    Hani uykun vardı? — O. Kemâl

Atasözleri

düzenle

Deyimler

düzenle

Estonca

düzenle

Söyleniş

düzenle
  • Heceleme: ha‧ni

hani

  1. (ördekgiller) kaz

Gagavuzca

düzenle
Eski Türkçe kanghy(kanghy).

Söyleniş

düzenle
  • Heceleme: ha‧ni

Belirteç

düzenle

hani

  1. hani, nerede

Kaynakça

düzenle
  • Etymological Dictionaries - Andras Rajki