kanaat

Türkçe

[ka·na:·at]

Köken

Arapça

Ad

kanaat (belirtme hâli kanaati, çoğulu kanaatler)

1. elindekinden hoşnut olma durumu, kanıklık, yeter bulma, yetinme, fazlasını istememe, doyum

   El var, titrer durur, el var yumuk yumuk. El var pençe olmuş, el var yumruk. - Ziya Osman Saba

2. kanma, inanma

   Sınıfını geçeceğine kanaatim yok.

3. kanış, kanı, inanç, düşünce

   Biz kanaatlerimizi açık söyleriz. - Etem İzzet

Çeviriler

çeviriler

• Azerice: qənaət (az)
• Lehçe: opinia (pl), przekonanie (pl), wiara (pl)
• Özbekçe: aqida (uz)
• Rusça: удовлетворённость (ru) (udovletvoryónnostʹ), непритязательность (ru) (neprityazatelʹnostʹ), уверенность (ru) (uverennostʹ), убеждённость (ru) (ubejdyónnostʹ), вера (ru) (vera)

Çeviriler

çeviriler

• İngilizce: satisfaction (en)

Kaynakça

• Türk Dil Kurumuna göre "kanaat" maddesi

Atasözleri

• Aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz
• Kanaat gibi devlet olmaz

Gagavuzca

Köken

Arapça qanaat

Ad

kanaat

1. kanaat