kuşatmak
Ayrıca bakınız: ambargo |
Türkçe
değiştirEylem
değiştirkuşatmak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi kuşatır)
- çevresini sarmak, çevrelemek, çevirmek, ablukaya almak, abluka etmek, ihata etmek, muhasara etmek
- Denize bakan yönü ile yan sınırlarını rüzgârı kesen sık kargılıklar kuşatıyordu. - N. Cumalı
- çevrelemek, çokça bulunmak
- kaplamak
- Fabrika dumanları bütün şehri kuşattı.
- bele sarılıp bağlanan şeyleri başkasının bel|ine bağlamak
Çeviriler
değiştirçeviriler
|
Kaynakça
değiştir- Türk Dil Kurumuna göre "kuşatmak" maddesi