Ayrıca bakınız: ambargo

Türkçe

değiştir

kuşatmak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi kuşatır)

  1. çevresini sarmak, çevrelemek, çevirmek, ablukaya almak, abluka etmek, ihata etmek, muhasara etmek
    Denize bakan yönü ile yan sınırlarını rüzgârı kesen sık kargılıklar kuşatıyordu. - N. Cumalı
  2. çevrelemek, çokça bulunmak
  3. kaplamak
    Fabrika dumanları bütün şehri kuşattı.
  4. bele sarılıp bağlanan şeyleri başkasının bel|ine bağlamak

Çeviriler

değiştir

Kaynakça

değiştir