Türkçe

düzenle

sarmak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi sarar)

  1. çevresini çevirmek, çepeçevre dolanmak
  2. kuşatmak
    • Pınar KÜR, 2004 Küçük Oyuncu, sayfa 137 , Everest Yayınları
      "Dışardan gelen ışıkta yüzünü açık seçik görebiliyordum. "Evi sarmışlar" dedi."
  3. dolayında yer almak
  4. kaplamak
    • Kültür düşüklüğündeki çöküş, yaygın bir hastalık gibi sarar toplumu. - Necati Cumalı
  5. bir şeyi üzerine başka bir şey koyarak kaplamak
    • Ah işte tövbe ettik bütün suçlarımızdan. Bir gaflet perdesiydi gözlerimizi saran. - Enis Behiç Koryürek
  6. kucaklamak
  7. yumak yapmak
  8. çevrelemek, dolayında yer almak, kuşatmak, çevirmek, ihata etmek
  9. yayılıp etkisi altına almak, kaplamak
  10. örtmek

Deyimler

düzenle

Çeviriler

düzenle

Kaynakça

düzenle

Eski Türkçe

düzenle
Düzenleme yapıldıktan sonra bu not silinmelidir.