Türkçe

değiştir

sarmak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi sarar)

  1. çevresini çevirmek, çepeçevre dolanmak
  2. kuşatmak
    Gece, ahenk içinde divanımı/ Şenlendirse pırıl pırıl rakkaseler. Gece, gece, her yanımı. Sarsa güller, laleler, menekşeler. - Halit Fahri Ozansoy
  3. dolayında yer almak
  4. kaplamak
    Kültür düşüklüğündeki çöküş, yaygın bir hastalık gibi sarar toplumu. - Necati Cumalı
  5. bir şeyi üzerine başka bir şey koyarak kaplamak
    Ah işte tövbe ettik bütün suçlarımızdan. Bir gaflet perdesiydi gözlerimizi saran. - Enis Behiç Koryürek
  6. kucaklamak
  7. yumak yapmak
  8. çevrelemek, dolayında yer almak, kuşatmak, çevirmek, ihata etmek
  9. yayılıp etkisi altına almak, kaplamak
  10. örtmek

Deyimler

değiştir

Çeviriler

değiştir

Kaynakça

değiştir

Eski Türkçe

değiştir
Düzenleme yapıldıktan sonra bu not silinmelidir.
  1. kızmak
  2. çıkışmak
  3. sertelmek
  4. sert söz söylemek
  5. bir şeyi süzmek ve ayırmak
  6. olgun hale gelmek