Türkçe

değiştir
Osmanlı Türkçesi معجزه‎, Arapça مُعْجِزَة‎.

Söyleniş

değiştir
  • IPA(anahtar): /muː.d͡ʒi.ˈze/
  • Heceleme: mu‧ci‧ze

mucize (belirtme hâli mucizeyi, çoğulu mucizeler) mucize -si

  1. (din) peygamberlerin kendilerine inanmayan insanlara peygamberliklerini ispat etmek amacıyla Allah'ın iznine bağlı olarak gösterdikleri olağanüstü olaylar
    “Hiçbir peygamber yoktur ki, kendisine insanların inanacağı kadar bir mucize verilmemiş olsun.”[Buhârî, Fezâilü’l-Kur’ân, 1; Müslim, İman, 239.][1]
  2. insanları hayran bırakan, tabiatüstü sayılan olay
  3. insan aklının alamayacağı olay
    Şırınga nasılsa umduğumdan çok daha iyi bir tesir yaptı ve zavallı Hacı Ömer, bunu benim bir mucizem gibi gördü. — R. N. Güntekin

Çekimleme

değiştir

Eş anlamlılar

değiştir
  • (peygamberlerin kendilerine inanmayan insanlara peygamberliklerini ispat etmek amacıyla Allah'ın iznine bağlı olarak gösterdikleri olağanüstü olaylar): tansık

Kelime birliktelikleri

değiştir

Türetilmiş kavramlar

değiştir

İlgili kavramlar

değiştir

Çeviriler

değiştir

mucize (karşılaştırma daha mucize, üstünlük en mucize)

  1. fevkalade, olağanüstü, şaşırtıcı
    Onların aşkı ve evlilikleri zaten bir mucize değil miydi? — T. Buğra

Çeviriler

değiştir

Kaynakça

değiştir

Ek okumalar

değiştir