Ayrıca bakınız: Olgun

Türkçe

değiştir
Eski Türkçe

olgun (karşılaştırma daha olgun, üstünlük en olgun)

  1. yenecek duruma gelmiş
    Oluğun altına bir sepet iri, olgun, renkli şeftali koymuşlar. - R. H. Karay
  2. (mecaz) tamamlanmış, iyice işlenmiş
  3. (mecaz) bilgi, görgü ve hoşgörüsü gereği kadar gelişmiş, ağırbaşlı, kâmil
    Benim bütün cefama olgun adam gibi katlanmasını bilmişti. - Y. K. Karaosmanoğlu

Türetilmiş kavramlar

değiştir

Çeviriler

değiştir

Kaynakça

değiştir

Gagavuzca

değiştir

olgun

  1. olgun

Kaynakça

değiştir
  • Etymological Dictionaries - Andras Rajki