Türkçe

değiştir

oynak (karşılaştırma daha oynak, üstünlük en oynak)

[1] kımıldayan, yerinde sağlam durmayan, hareketli
Boğaz'ın oynak ve çırpıntılı sularına açıldı mı korkuya benzer bir ürperti geçirilir. - S. Ayverdi
[2] hareket, canlılık veren
Zeybek oynak bir müziktir.
[3] değişken, kararsız
Altın fiyatları oynak.
[4] davranışları ağırbaşlı olmayan
Bu, otuz yaşlarında çenebaz ve oynak bir duldu. - R. N. Güntekin
[5] (anatomi) bükülüp doğrulmaya elverişli olan
Bütün vücudunda, damarlarında, kemiklerinin oynak yerlerinde, etlerinde bir sızı, bir gevşeklik... - P. Safa

Kaynakça

değiştir

Çeviriler

değiştir

Çağatayca

değiştir
[1] oynar şey
[2] boğum
[3] cilf at