Türkçe

düzenle

saf (belirtme hâli safı, çoğulu saflar)

  1. dizi, sıra
    Bütün garsonlar saf teşkil edip selama dururlardı. - E. E. Talu
  2. grup

Çekimleme

düzenle

Çeviriler

düzenle

saf (karşılaştırma daha saf, üstünlük en saf)

  1. katışıksız, arı, katışıksız, halis, has
    Hiçbir yerde buradakinden daha saf ve berrak sulara tesadüf etmedim. - H. S. Tanrıöver
  2. kurnazlığa aklı ermeyen, kolaylıkla aldatılabilen, bön, safdil
    Yenge, açık sözlü, saf bir kadıncağızdır. - R. N. Güntekin
  3. iyi niyetli, art niyetsiz
    Senin bu kadar çocukça saf olduğunu bilmezdim. - P. Safa

Çeviriler

düzenle

Kaynakça

düzenle

Azerice

düzenle

Karaçay Balkarca

düzenle
Düzenleme yapıldıktan sonra bu not silinmelidir.
  1. sıra, saf

Tatarca

düzenle