Ayrıca bakınız: قضي, فضى, قصي
ق ض ي(ḳ-ḍ-y).

قَضَى (ḳaḍā) I, geniş zaman يَقْضِي‎‎ (yaḳḍī)

  1. karar vermek
  2. hüküm vermek
    • M.S. 609–632, Kur'an, 45:17
      إِنَّ رَبَّكَ يَقْضِي بَيْنَهُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ فِيمَا كَانُوا فِيهِ يَخْتَلِفُونَ – Şüphesiz Rabbin, Kıyamet Günü ihtilafa düştükleri şeyler hakkında aralarında hüküm verecektir.
  3. kınamak
  4. empoze etmek
  5. tamamlamak
  6. icra etmek, infaz etmek
  7. harcamak, geçmek (zaman)
    يقضي الطلاب وقتًا طويلًا في الدراسة للاستعداد للامتحان. — Talebeler imtihana hazırlanmak için çok fazla zaman harcıyor.
  8. öldürmek
    • M.S. 609–632, Kur'an, 28:15
      وَدَخَلَ ٱلْمَدِينَةَ عَلَىٰ حِينِ غَفْلَةٍ مِّنْ أَهْلِهَا فَوَجَدَ فِيهَا رَجُلَيْنِ يَقْتَتِلَانِ هَٰذَا مِن شِيعَتِهِ وَهَٰذَا مِنْ عَدُوِّهِ ۖ فَٱسْتَغَاثَهُ ٱلَّذِي مِن شِيعَتِهِ عَلَى ٱلَّذِي مِنْ عَدُوِّهِ فَوَكَزَهُ مُوسَى فَقَضَى عَلَيْهِ ۖ قَالَ هَٰذَا مِنْ عَمَلِ ٱلشَّيْطَانِ ۖ إِنَّهُ عَدُوٌّ مُّضِلٌّ مُّبِينٌ – Musa, halkının habersiz olduğu bir sırada şehre girdi. Orada, biri kendi tarafından diğeri düşman tarafından olan iki adamı birbirleriyle döğüşür buldu. Kendi tarafı olan, düşmana karşı ondan yardım diledi. Musa da ötekine bir yumruk indirip onu [sehven] öldürdü. "Bu, şeytan işidir. O, gerçekten saptırıcı, apaçık bir düşmandır." dedi.

Çekimleme

değiştir

Eş anlamlılar

değiştir

Kaynaklar

değiştir