لو
Arapça
değiştirKöken
değiştirSöyleniş
değiştirBağlaç
değiştirلو (لَوْ)
- eğer, şayet (hakikate aykırı)
- M.S. 609–632, Kur'an, 7:100
أَوَلَمْ يَهْدِ لِلَّذِينَ يَرِثُونَ ٱلْأَرْضَ مِن بَعْدِ أَهْلِهَا أَن لَّوْ نَشَاءُ أَصَبْنَاهُم بِذُنُوبِهِمْ وَنَطْبَعُ عَلَى قُلُوبِهِمْ فَهُمْ لَا يَسْمَعُونَ – Önceki sahiplerinden sonra yeryüzüne vâris olanlara hâlâ şu gerçek belli olmadı mı ki eğer dileseydik onları da günahlarından dolayı musibetlere uğratırdık! Kalplerini mühürleriz de onlar işitmezler. - M.S. 609–632, Kur'an, 21:22
لَوْ كَانَ فِيهِمَا آلِهَةٌ إِلَّا ٱللّٰهُ لَفَسَدَتَا – Eğer yer ile gökte Allah'tan başka ilâhlar olsaydı, bunların ikisi de muhakkak fesada uğrardı.
- M.S. 609–632, Kur'an, 7:100
- keşke
- ki (çoğu zaman وَدَّ (vedde) fiiliyle kullanılır)
- M.S. 609–632, Kur'an, 15:2
رُبَمَا يَوَدُّ الَّذِينَ كَفَرُوا لَوْ كَانُوا مُسْلِمِينَ – Bir zaman gelecek ki inkâr edenler, "Keşke Müslüman olsaydık!" temennisinde bulunacaklardır. - M.S. 609–632, Kur'an, 70:11
يَوَدُّ الْمُجْرِمُ لَوْ يَفْتَدِي مِنْ عَذَابِ يَوْمِئِذٍ بِبَنِيهِ – Suçlu o günün azabından kurtulmak için çocuklarını fidye vermek isteyecektir.
- M.S. 609–632, Kur'an, 15:2
Açıklamalar
değiştir- Normalde hakikate aykırı (gerçekleşmesi muhtemel olmayan veya yerine getirilemeyecek) şartlar için kullanılır. Muhtemel (hakikate aykırı olmayan) şartlar için إِنْ (ʾin) kelimesini kullanın.
- Normalde Türkçeye geçmiş zamanla tercüme edilmesine rağmen her iki hâlde de şimdiki zaman mânâsında geçmiş zamanla veya şimdiki zamanla kullanılır.
Zıt anlamlılar
değiştir- لَوْلَا (levlā)
Türetilmiş kavramlar
değiştir- وَلَوْ (velev)