Kullanıcı mesaj:Viki/Arşiv3
Merhaba, eşitmək i neden işitmek e yönlendirdiğini anlayamadım. eşitmək Azerice işitmek anlamındadır. Bu nedenle Azerice olduğunu belirtmek ve anlam olarak "işitmek" yazmak gerekiyor. --Viki 08:08, 11 Temmuz 2007 (UTC)
Rumca
değiştirKökenini Rumca olarak belirttiğin maddelerin çoğu aslında Yunanca olmalı. --Viki 12:38, 16 Haziran 2007 (UTC)
- Sevgili viki greekler kendileri dışındakilere romalı veya romanian (veya rum) derler. Yani arapların kendi dışındakilere acem demesi gibi bir şey. Dolayısıyla rumca olduğu söylenen her kelimenin, yunanca kelime anlamına gelmemekte olduğunu değerlendirmekte ve arada nuans olduğunu düşünmekteyim.--3210 12:46, 12 Temmuz 2007 (UTC)
Atasözleri
değiştirMerhaba, Atasözleri büyük harflemi, küçük harfle mi başlamalı? Verdiğin cevap doğrultusunda hepsini aynı düzene getireceğim.--Saltinbas 12:49, 28 Temmuz 2007 (UTC) -- Merhaba, Atasözleri tam bir cümle olduğu için büyük harfle başlamalı. Deyimler cümle olmadığı için küçük harfle başlıyor. Kolay gelsin. --VikiBot 13:20, 28 Temmuz 2007 (UTC)
çekimf şablonu
değiştirMerhaba, çekimf şalonuna gönderdiğim kelimenin kaç harften oluştuğunu nasıl bulabilirim. mesala {çekimf|vurg|u|-} daki vurg kelimesinin kaç harften oluştuğunu şablonda hangi komutlarla bulabilirim. Yardımın için teşekkürler.--Saltinbas 18:54, 28 Temmuz 2007 (UTC)
- Sanırım http://www.mediawiki.org/wiki/Extension:StringFunctions deki #len fonksiyonunu kullanabilirsin. --Viki 19:35, 28 Temmuz 2007 (UTC)
Merhaba, "Vikipedi" şablonunu maddelerde kullanmıyoruz. Vikipediye bağlantı eğer madde içeriği vikipediden alınmışsa "Kaynaklar", ek bilgi için Vikipedi bağlantısı kuruluyorsa "Ayrıca" bölümünde gösteriyoruz. --Viki 08:20, 11 Temmuz 2007 (UTC)
- Merhabalar,Viki neden maddelerde "Vikipedi" şablonunu kullanmıyoruz? Bence "Vikipedi" şablonunu maddelerde kullanmamız lazım. Çünkü kelimenin anlamını tamamlayan esas madde ansiklopedi maddesi değil mi? ve esas külli bilgiyi tamamlayacak maddenin vurgulu olarak orada yer alması faydalı olmaz mı? Vikisözlüğün İngilizcedeki karşılığı olan wikitionary'de de öyle olduğunu hatta sanırım orada kardeş projelerde olan tüm ortak maddelere ortak şablon konduğunu görmüştüm.Sanırım bizde ortak maddelere ortak şablon kullansak faydalı olur. Selamlar -- 3210 (T) 00:44, 31 Temmuz 2007 (UTC)
Merhaba, cüda maddesinde örnekler bölümü çok karışık olmuş. Örnekler bölümünde sadece kelimenin kullanıldığı örnek cümleler olmalı. (şiir yada metnin tamamı değil) --Viki 11:37, 19 Temmuz 2007 (UTC)
- Merhabalar sevgili kardeşim, bazen vaktim olmuıyor kapsamlı düzenlemeye,önce genel dokunuyorum,sonra ayrıntılı düzenliyorumveya düzenletiyorum. Bizim Yasemin hocanıma düzenlemesi için mesaj etmıştım.Sanırım izinde olduğu için düzenleyemedi. Örnek şiir cümlesinide bir bütün değerlendiğim için oraya koydum.Sanırım madde bayağı açıklayıcı oldu.Yardımına teşekkürler, kardeşim. Selamlar. -- 3210 (T) 01:09, 31 Temmuz 2007 (UTC)
Yeni girilen kelimeler
değiştirTuhaf bir kuşkuculuk olarak adlandırılabilir ama yeni kelime girişleri genellikle f,p ve m harfleriyle başlıyan, çoğunluğu Arapça, Farsça veya İngilizce kökenli sözcükler. Sence bu durum rastlantı mı?--Saltinbas 14:09, 9 Ağustos 2007 (UTC)
- sizin yazısnızdan sonra baktım bizim grupdakilerde çalışma gereği f harfinden giriyorlardı Acaba ne olabilir?Tesadüf mü? Yoksa altında bir bit yeniği olmasın? diye düşündüm. Kötü ne olabilir diye düşününce , katkısı olsunda ne olursa olsun demenin daha sağlıklı olduğunu düşündüm.-- 3210 (T) 18:16, 9 Ağustos 2007 (UTC)
- Sanırım harfleri paylaşmışlar. Ellerindeki kaynaklar bu özellikte olabilir. Aslında bu özelliklerden çok madde girişlerine özen gösterilmemesi daha büyük problem. Girdikleri maddelerin hepsinin elden geçmesi gerekiyor. Türkçe harf, standart, dil (Osmanlıca olması gerekenlerin Türkçe gösterilmesi) v.b. hatalar var. Hatalı girişleri (en azından standart sorununu) gidermek için bir Internet explorer eklentisi üzerinde çalışıyorum. Bunu kullanarak şablonlarla uğraşmadan kolay madde girişi yapılabilecek. --Viki 07:40, 10 Ağustos 2007 (UTC)
Error
değiştirHi Viki. The word παρεία has the accent at the wrong place: the right word is παρειά and it already exists. So παρεία should be deleted. - Regards, Lou 23:24, 14 Ağustos 2007 (UTC) Same thing with the word προσεύχη (=wrong) and προσευχή (=right).
Questions
değiştir- Hi again. I see that some words have "spirits": that corresponds to the (polytonic) orthography which existed until the early '80s. What should I do? Change them to the monotonic script that exists today, or leave them as they are and create new 'lemmas' with the monotonic system? - Regards, Lou 23:29, 14 Ağustos 2007 (UTC)
- Something else. I see some translations with the names of the languages (Yunanca) and others with the codes el. I suppose these last forms are the newest ones. So what should I do when I found any? Change everything to the new system? Some of them don't even have links.
- Which system should be followed for genders? I see {{m}}, "m", "m.". Is there an official system? Thanks :-)
- Hi, is words with polytonic orthography in "Ancient Greek" language or is also in greek? when both used in greek you can create new lemmas for monotonic system.
- You're right. translation with code el is the newest. you can change them. ( *{{el}}: [1] {{çeviri|el|...}} ).
- {{m}}, {{f}}, {{n}} is official system for genders. --Viki 06:50, 15 Ağustos 2007 (UTC)
Hi again. I don't speak turkish (and I have no turkish dictionary) so, please, could you verify this word? I think "yöneticisiz" is a verb, but «αναζήτηση» means "research" (noun). As about "anarşist", that is «αναρχικός».
About δόντια (with an accent), that means "teeth" (plural), not "tooth" (singular). But I suppose "diş" means "tooth". If so, singular of δόντια is δόντι.
Regards, Lou 09:12, 15 Ağustos 2007 (UTC)
- Hi. "yöneticisiz" means unguided or "without a manager" and is an adjective. You're right. the meanings are wrong. Thanks. --Viki 11:04, 15 Ağustos 2007 (UTC)
- By the way, what means "isim" ?... :S I see (on the wiktionary) that it means "noun". So there aren't any other parts of words (adjectives, adverbs, etc.) ? Which are they (in turkish) ? - Thanks. Lou 11:26, 15 Ağustos 2007 (UTC)
Yabancı kökenli sözcükler
değiştirMerhaba,
Hala Arapça kelimeler giriliyor. r,f,p,r,z,m gibi harfle başlıyan gereksiz ve günlük hayatta kullanılmayan Arapça ve Farsça vikisözlüğe girilmekte. Ama günlük hayatta sıkça kullandığımız eylemler ve sıfatlar vikisözlükte bulunmamakta. Kullanıcı 3210'na sıkça kullanılan eylem, sıfat ve isim listesi vermeyi öneriyorum. Böylece Sürmeneli arkadaşlarımız bu sözcükleri vikisözlüğe girerler. Ben bundan sonra Arapça girilen sözcükleri düzenlemeyi düşünmüyorum. Zaten kullanılmıyor ve zaman kaybı olacak.--Saltinbas 12:57, 16 Ağustos 2007 (UTC)
- Merhaba, Buradaki asıl yanlış bunların Türkçe olarak girilmesi. Bu kelimelerin çoğu Osmanlıca sözlüklerde geçiyor. Bunların Dil Şablonunda Osmanlıca kullanılması gerekiyor. --Viki 13:12, 16 Ağustos 2007 (UTC)
- O zaman bunları Osmanlıca şeklinde değiştirmeye başlıyayım.--Saltinbas 13:40, 16 Ağustos 2007 (UTC)
Büyük harfle başlayan madde
değiştirBilgilendirdiğin için çok teşekkür ederim. İyi çalışmalar.. Sinek 08:11, 26 Ağustos 2007 (UTC)
botanik ve zooloji terimleri
değiştirMerhaba,
terimlerde botanik yerine bitki bilimi ve zooloji yerine hayvan bilimi kullanmamız nasıl olur. Maddelerdeki bu kelimeleri otomatik değiştirebilir misin?--Saltinbas 16:47, 6 Eylül 2007 (UTC)
- Olabilir. Fırsat bulunca değiştiririm. --Viki 10:44, 7 Eylül 2007 (UTC)
Just a note: on the page близнец, you have put the words in all the wrong places. 70.234.199.167 11:41, 8 Eylül 2007 (UTC)
Merhaba, Madde düzenleme için çok fazla vaktinin olmadığını anlıyorum. Fakat İngilizce bir maddeyi olduğu gibi kopyalamanın sözlük çalışmasına fazla bir katkısı olmaz. Bunun yerine sadece anlamlar içeren yeni madde eklemek, var olan maddelere küçük katkılarda bulunmak çok daha faydalı olacaktır. caravan maddesini bu haliyle toparlamak zor olacaktır. Maddeleri bu haliyle bırakınca kimse üzerinde çalışmıyor. Kolay gelsin. --Viki 07:04, 8 Eylül 2007 (UTC)
- evet vaktim çok fazla yok ;ama uğraşmasan memlekette çok önemli bir iş aksatılacakmış gibi geliyor,bana. olduğugu gibi kopyalamıyorum. Ucundan ufak değişiklikler yapıyorum. senin el atacağını bildiğim için fazla ayrıntıya giremiyorum.Ufak uyarlamalar yapıyorum; sonra tekrar kaldığım yerden devam ediyorum. Aslında okullar açılınca rahatlıyacağız. edebiyat ve ingilizce hocaları bu işe emek verecek. Bu da işin kalitesini artıracak. "Eğitim seminerleri" yapacağız. Arkadaşlardan "tashih komisyonları" oluştucağım. Sanırım daha derli toplu gidecek. Ben girdiğim maddeleri zaman zaman kontrol ediyorum. İlgine teşekkürler. Kolay gelsin. Bu arada dede maddesine baktım zayıftı. Bende tercümeleri eklemeye çalıştım. babadan dede tercümesinde bizim şablonla ingilizce şablon çevirisi örtüşmüyor. nasıl çözeriz.selamlar -- 3210 (T) 18:52, 8 Eylül 2007 (UTC)
Viki, ilâhiyât maddesini ilahiyat maddesine yönlendirmişsiniz. Hangi kullanım doğru? Bence ilâhiyât uzatma olmalı ilahiyat gibiuzatma olmazsa mana değişir. yat ile yât arasında çok fark var. Uzatmaları bazılarının kaldırması realiteyi değiştirmez gibi geliyor bana-- 3210 (T) 08:24, 9 Eylül 2007 (UTC)
- inceltme işareti şu anda Türkçe'de sadece aynı yazılan kelimeleri ayırmak için kullanılıyor. ilâhiyât ve ilahiyat olarak farklı anlamda iki ayrı kelime olmadığı için "ilahiyat" doğrudur. Bildiğim kadarıyla "yât" diye kelimede yok. (Eğer yazılışı doğruysa "ilâhiyât" Osmanlıca kelime olarak gösterilebilir.) Ayrıca bir dilin kullanımı, kelimelerin yazılışı ile ilgili ülkelerin resmi kurumları kararlar alabilir. Edebiyatçı ve yazarlarınca da yaygın kabul gördüyse değişiklik geçerlidir. Evet, inceltme kullanımı ile ilgili Türkçe'de değişiklikler olmuştur. Fakat bu tür değişiklikleri Almanya ve Yunanistan'da yapmıştır. (Benim bildiklerim ve yakın zamanda olanlar) --Viki 08:33, 9 Eylül 2007 (UTC)
- Aslında yat malum yat "yât" diye uzetırsanız lisani türki de çoğul formatta yatlar anlamına olur. Bu uzatma işi çok tartışmalı bir konu. Onu burada ifade etmek zor ve vakit yetmez. Çoğu dilciler malum sebeplerden uzatma işaretinin kaldırılmasını kabul etmiyorlar, edemiyorlar. " Bir dilin kullanımı, kelimelerin yazılışı ile ilgili ülkelerin resmi kurumları kararlar alabilir." diyorsunuz. Doğru karar alabilirler ama sanırım onların kararı kendilerini bağlar. Belki sadece resmi yazışmaları bağlar. Bence özgür ortamın savunucuları olarak bizim şunu savunmamız lazım: Emir komuta edebiyatta yazımda olmaz. Bence de olmamalı. Zaten emir komutayla lokal şiveleri bu çok bilmiş dilcilerimiz berhava ettiler. Kaldıki onların yetkinliği konusuda fevkaladeden çok tartışmalıdır. Benim dilciler üzerine nacizane bir kriterim var; yabancı literatürde uluslarrası dil çalışmaları yoksa daha kısa anlatımla üç dil bilmeyen adamı ben dilci saymıyorum. Üstelik bu dil türkçe ise ;farisi ve arapçayı bilmeyeni, ben bırakınız dilci saymayı Türkçe bilen olarak bile saymam. Babasının atasının elli yılın önce yazdığı metinleri okuyamayan yazmayan hatta ve hatta anlayamayandan dilci, bana göre olamaz. Sanırım bizim wiki camiasının daha evrensel düşünmesi lazım. Vikisözlük için "Özgür sözlük" dediğimize göre devlet sözlüğü sayılmayız ve TDK bizi bağlamaz, sadece onların fikirlerine camia olarak bakarız. Beğenirsek alırız. Sadece faydalı çalışmalarından dolayı onlara teşekkür ederiz.Uluslaraarsı proje geliştiremedikleri içinde kınarız. Sanırım bizim elimizdeki teknik imkanlar yeterli ilâhiyâtı esas alırsak ilahiyat ıda ona yönlendirisek herkes doğru yazılımı öğrenmiş olur. Bizim de ülkemize TDK' cılardan faha fazla katkımız olmuş olurdiye düşünüyorum. -- 3210 (T) 09:08, 9 Eylül 2007 (UTC)
- Evet, Vikisözlük özgür ama kaosa sebep verecek kadar da özgür olması doğru değil. Tam anlamıyla özgür olduğunda ekşisözlük gibi karma karışık, güvenli olmayan, eğlencelik bir sözlük ortaya çıkar. Bunun örnekleri çok. Burada farklı bir sözlük ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. (Bir düzeni olan, kategorilere sahip, kuralları olan, basılı eserlerin önüne geçebilecek) Burada özgürlük daha çok herkesin katılımına açık, ücretsiz ve bağımsız olarak algılanmalı. TDK yı referans almamız, bu konudaki düzenli ve sürekli çalışma yapan tek merci olmasından kaynaklanıyor. Şu anda kullanıcı sayısının azlığından dolayı yeni kural ve standartlar oluşturamıyoruz. Zamanla daha çok kullanıcı (özellikle dil uzmanları) sözlük üzerinde çalıştıkça farklı kurallara ve yapılara geçebiliriz. Şu anda TDK yı dışlayarak kural tanımlamamız zor. Mesela "ilâhiyât" ın doğru olduğuna nasıl karar verebiliriz. Sen doğru diyorsun. Fakat resmi kurumlar, üniversiteler, yazarlar ve aydınlar çoğunlukla "ilahiyat" olarak kullanıyor.(Halk zaten genelde bunlara uyum gösterir) Kelimenin doğru yazımı nedir? Bir zamanlar böyle kullanılmış olması mı? Köken dilindeki kullanımı mı? Hayır, bunlar olamaz. Önemli olan bugün nasıl olduğudur. Diller değişkendir ve kelime yapısında doğruluk ve mantık aranmaz. Çoğu kelime bozularak ve yanlış kullanım sonucu oluşmuştur. --Viki 09:35, 9 Eylül 2007 (UTC)
- Aslında yat malum yat "yât" diye uzetırsanız lisani türki de çoğul formatta yatlar anlamına olur. Bu uzatma işi çok tartışmalı bir konu. Onu burada ifade etmek zor ve vakit yetmez. Çoğu dilciler malum sebeplerden uzatma işaretinin kaldırılmasını kabul etmiyorlar, edemiyorlar. " Bir dilin kullanımı, kelimelerin yazılışı ile ilgili ülkelerin resmi kurumları kararlar alabilir." diyorsunuz. Doğru karar alabilirler ama sanırım onların kararı kendilerini bağlar. Belki sadece resmi yazışmaları bağlar. Bence özgür ortamın savunucuları olarak bizim şunu savunmamız lazım: Emir komuta edebiyatta yazımda olmaz. Bence de olmamalı. Zaten emir komutayla lokal şiveleri bu çok bilmiş dilcilerimiz berhava ettiler. Kaldıki onların yetkinliği konusuda fevkaladeden çok tartışmalıdır. Benim dilciler üzerine nacizane bir kriterim var; yabancı literatürde uluslarrası dil çalışmaları yoksa daha kısa anlatımla üç dil bilmeyen adamı ben dilci saymıyorum. Üstelik bu dil türkçe ise ;farisi ve arapçayı bilmeyeni, ben bırakınız dilci saymayı Türkçe bilen olarak bile saymam. Babasının atasının elli yılın önce yazdığı metinleri okuyamayan yazmayan hatta ve hatta anlayamayandan dilci, bana göre olamaz. Sanırım bizim wiki camiasının daha evrensel düşünmesi lazım. Vikisözlük için "Özgür sözlük" dediğimize göre devlet sözlüğü sayılmayız ve TDK bizi bağlamaz, sadece onların fikirlerine camia olarak bakarız. Beğenirsek alırız. Sadece faydalı çalışmalarından dolayı onlara teşekkür ederiz.Uluslaraarsı proje geliştiremedikleri içinde kınarız. Sanırım bizim elimizdeki teknik imkanlar yeterli ilâhiyâtı esas alırsak ilahiyat ıda ona yönlendirisek herkes doğru yazılımı öğrenmiş olur. Bizim de ülkemize TDK' cılardan faha fazla katkımız olmuş olurdiye düşünüyorum. -- 3210 (T) 09:08, 9 Eylül 2007 (UTC)
Merhaba, ilâhiyât maddesindeki Örnek bölümü anlayamadım. Örnekler bölümünün amacı kelimenin cümle içinde kullanımına örnek vermektir. kıta larda bu kelime geçmiyor. "Bu fakîrin bazı ilâhiyâtında (ilahilerinde) gelir" belki örnek cümle olabilir. Bu cümlede pek anlaşılmıyor. --Viki 05:55, 10 Eylül 2007 (UTC)
- "Bu fakîrin bazı ilâhiyâtında (ilahilerinde) gelir" cümlesi ismail Hakkı Bursevinin kendisine ait cümledir. Mevlananın mesnevisine yazdığı Mesnevi-i Manevi adlı kitapta geçer ki bu mesnevinin en iyi tercümesidir. Şu ana kadar bu güzellikte türkçeye tercüme yapılamamıştır. Hemen akabindede ilâhiyâtına örnek vermektedir. Bu üslup ve örnek orjinal olduğu için tamını koydum. Belki quote tarzında olabilirdi. Sanırım bu tarz çok daha açıklayıcı. Hem ilâhiyât kelimesi geçiyor hem de ilahi örneği veriliyor. Kelimeye bakanlar düble faydalanıyor.-- 3210 (T) 06:35, 10 Eylül 2007 (UTC)
- Biz sözlük maddesinde kelime ile ilgili her türlü bilgiyi vermeye çalışmıyoruz. Sadece sözlük anlamı ve dil bilgisi ile ilgili bilgi veriyoruz. Diğer detaylar için vikipedi, vikikaynak ve vikisöz ü kullanıp bunlara bağlantı vermemiz gerekiyor. Mesela bu örnek için vikikaynak ın ilahiler bölümüne bağlantı verilebilir. ilahi örneği vermek doğru olmaz. Aksi takdirde fıkra maddesine fıkra, efsane maddesine efsane örneği eklemek gerekir ki bu hiç hoş olmaz. --Viki 07:46, 10 Eylül 2007 (UTC)
Gagavuz Türkçesi
değiştirMerhaba, Gagavuz Türkçesi'nin Anadolu Türkçesi'ne çok benzediğini yeni öğrendim. Gagavuz Türkçesi ile ilgili Vikisözlük'te ne yapabiliriz. Bana biraz yol gösterebilir misin? Elinde Gagavuz Türkçesi'ne özgü kelimeler var mı?--Saltinbas 08:07, 10 Eylül 2007 (UTC)
- Bir sözlük buldum. Türkçe,Azerice,Türkmence ve İngilizce karşılıkları var. Sözcük türü yok. Otomatik oluşturup türünü sonradan girebiliriz. Yada önce türü içeren bir liste yapabilirsek. Onun üzerinden maddeleri otomatik oluşturabiliriz. --Viki 10:26, 10 Eylül 2007 (UTC)
- Sözlüğü "excel" ortamında kaydettim. Ancak "ş", "ç" ve "ı" harfleri yok. Bu yüzden bunları temizlemem gerekli. Daha sonra hangi biçimde Vikisözlüğe atabiliriz? --Saltinbas 12:00, 10 Eylül 2007 (UTC)
Merhaba, belirttiğin bağlantıdaki sözlüğe baktım ama ilk sözlükten bir hayli farklı. Bundan dolayı ilk sözlükteki ç,ş,ğ,ı harflerini düzenlendim. Sana yeniden gönderdim. Bu haliyle kullanılabilir.--Saltinbas 11:07, 13 Eylül 2007 (UTC)
"nor" maddesi
değiştirbu madde "lor" sözcüğü değil mi? --Saltinbas 16:31, 12 Eylül 2007 (UTC)
- çok detaylı bilmiyorum ama sanırım lor un kıbrıs versiyonu gibi birşey. (hellim peynirinden yapılan) --Viki 18:04, 12 Eylül 2007 (UTC)
Özel isim
değiştirMerhaba, Son değiştirdiğin maddelerdeki "Özel İsim" hatalı olmuş. "Özel isim" olması gerekiyordu. --Viki 18:03, 14 Eylül 2007 (UTC)
- Uyardığın için sağol. Düzelteceğim.--Saltinbas 18:10, 14 Eylül 2007 (UTC)
Divanı-Lüğat-ı Türk
değiştirMerhaba, Divanı-Lüğat-ı Türk de geçen kelimelerin dilini "Eski Türkçe" olarak gösterebilir misin. Kolay gelsin. --Viki 08:21, 15 Eylül 2007
- Merhabalar, Divanı-Lüğat-ı Türk de geçen kelimelerin dilini "Eski Türkçe" olarak gösterilmesi talebinizi elimden geldiğince telif etmeye çalışacağım. Sizden aşka çalışan yok galiba. Maşaallah hiç boş durmuyorsunuz. Aslında ben bu işe örnek olmak için girdim. Günde 10 dakikaka takılırım, diyordum. Şimdi kaptırdım bazen saatlerce gidiyorum . Bazen rüyalarıma bile giriyor. Gece istirahatlarımı bu edit işine vakfettim . Wikimedia vakfının en gönüllü vakıf elemanı ben oldum galiba. Neyse çocuklarla ilgilenmem lazım şimdi ,sizede kolay gelsin.-- 3210 (T) 08:30, 15 Eylül 2007 (UTC)
Yeni girişler için şablon sayfası
değiştirMerhaba, yeni girişler için bir şablon sayfasında çalıştığını söylemiştin. Bir gelişme var mı? Okullar açılınca yeni girilen düzensiz sözcükleri düzenlemeye yetişemiyebiliriz.--Saltinbas 15:47, 15 Eylül 2007 (UTC)
- Yeni girişler için şablon değil internet explorer eklentisi hazırlıyordum.(Toolbar DLL) Açılan formda sözcük ile ilgili alanlar doldurulunca sadece doldurulan alanlara uygun madde oluşturuluyor. Büyük kısmı hazır. Birkaç eksiği vardı bir kısmını yarına tamamlayabilirim. Madde giriş sayfasının görünümü aşağıdaki gibi. --Viki 17:58, 15 Eylül 2007 (UTC)
- Mükemmel olmuş. Eline sağlık. Umarım 3210 ve Sürmene topluluğu bu eklentiyi kullanırlar. --Saltinbas 18:38, 15 Eylül 2007 (UTC)
- Merhaba, eklentiyi kullandım. harika olmuş. Terim kısmında botanik ve zooloji yerine bitki bilimi ve hayvan bilimi olursa iyi olur. Köken kısmında Eski Türkçe eklense iyi olur. Üç tane madde girdm. Bir problem yok galiba. Eline sağlık--Saltinbas 14:09, 16 Eylül 2007 (UTC)
- Mükemmel olmuş. Eline sağlık. Umarım 3210 ve Sürmene topluluğu bu eklentiyi kullanırlar. --Saltinbas 18:38, 15 Eylül 2007 (UTC)
Atasozu
değiştirMerhaba, atasozu dosyası gönderdim. Vikibotu kullanarak Vikisözlüğe girebilir miyiz?.--Saltinbas 18:56, 16 Eylül 2007 (UTC)
- Merhaba, ben bağlantıları akşam oluşturmaya başlarım. Teşekkürler. --Saltinbas 09:29, 17 Eylül 2007 (UTC)
VikiBar
değiştirMerhaba, Kolay madde oluşturmak için bir uygulama hazırladım. [1] adresinden indirip kullanabilirsin. Internet Explorer ın üst kısmındaki toolbar alanında oluşan "yeni madde" düğmesi ile şablonlarla uğraşmadan kolayca madde oluşturabiliyorsun. Ana sayfada duyurdum. Sanırım Sürmene grubunun çok işine yarayacaktır. --Viki 17:23, 16 Eylül 2007 (UTC)
Kapan
değiştirMerhaba, Sanırım Kapan maddesindeki durumu anlamamışsın. Kapan büyük harfle başladığında özel isimdir ve Erkek ismi olarak kullanılır. Terazi anlamındaki kapan ise küçük harfle başlar. Bu iki madde arasındaki bağlantıyı "bakınız" şablonu sağlar. Terazi ile ilgili bilgileri kapan maddesine taşımıştım. (Unkapanı hakkındaki açıklama madde ile ilgili olmadığı için silindi) --Viki 08:30, 19 Eylül 2007 (UTC)
- Aslında Kapan maddesindeki durumu anladım. Fakat yazılışı aynı olan kelimelerin bilgisi aynı maddede verilirse sözlükte zenginlik olur diye düşündüm. O yüzden benzerlik olan kelimelerin kalmasının faydalı olacağını değerlendirmekteyim. -- 3210 (T) 21:35, 22 Eylül 2007 (UTC)
- Bu oluşturmaya çalıştığımız ve diğer sözlüklerinde ortak yapısına pek uymuyor. Daha öncede belirttiğim gibi sözlük maddesini kısa ve öz tutmamız, detayları vikipedide vermemiz, ilgili sözcüklere ait açıklamaları sözcüğe ait sayfada vermemiz gerekiyor. Yoksa madde okunaksız, kullanışsız bir hale geliyor. Bir maddede her türlü bilginin olması maddeyi faydalı hale getirmiyor. İlgili sözcükleri, küçük/büyük harfle başlayan halini bağlantıyla gösteriyoruz. Hakkında bilgi isteyen bu bağlantıdan ilgili sayfaya gidip alabilir. Aynı sözcüğün tanımını farklı maddelerde tekrar tekrar vermek sözlüğü kullanışsız hale getiriyor. Bir tanımda değişiklik yapıldığında tüm sayfaları tarayıp diğerlerinide değiştirmek gerekir. Küçük/büyük harfle başlayan sözcükler ya tek sayfada ya da ayrı ayrı sayfalarda gösterilmeli. Hem ayrı sayfalar oluşturup hem de her ikisinde de küçük/büyük harfle başlayan anlamların verilmesi doğru değil. Diğer sözlüklerede uygun olarak küçük ve büyük harfle yazılışları farklı madde olarak kabul ettik ve maddeler buna uygun oluşturuldu. Bu yapıyı bozmasak iyi olur. --Viki 08:40, 23 Eylül 2007 (UTC)
- "sözlükteki maddeleri kısa ve öz tutmamız, detayları vikipedide vermemiz gerekiyor" önermenize katılmak isterim. Ancak kısa ve öz tutmamız demek, maddenin tam olmaması demektir. Bizim şablonlarımızdaki Örnekler ve benzer,karşıt ,eşanlamlılar gibi kelime şablonlarıyla açıklamaya çalışıken yazılışı aynı olan kelimeyi ihmal etmek yanlış olur diye düşünüyorum. Bu tarz siyasaların Vikisözlük camiasının oydaşarak tartışarak olgunlaştırarak karar vermesi gerekiyor. Kanaatimce benzer açıklamaların yapıyı sağlamlaştıracağını değerlendirmekteyim. Kolay gelsin.-- 3210 (T) 02:38, 24 Eylül 2007 (UTC)
- Bu oluşturmaya çalıştığımız ve diğer sözlüklerinde ortak yapısına pek uymuyor. Daha öncede belirttiğim gibi sözlük maddesini kısa ve öz tutmamız, detayları vikipedide vermemiz, ilgili sözcüklere ait açıklamaları sözcüğe ait sayfada vermemiz gerekiyor. Yoksa madde okunaksız, kullanışsız bir hale geliyor. Bir maddede her türlü bilginin olması maddeyi faydalı hale getirmiyor. İlgili sözcükleri, küçük/büyük harfle başlayan halini bağlantıyla gösteriyoruz. Hakkında bilgi isteyen bu bağlantıdan ilgili sayfaya gidip alabilir. Aynı sözcüğün tanımını farklı maddelerde tekrar tekrar vermek sözlüğü kullanışsız hale getiriyor. Bir tanımda değişiklik yapıldığında tüm sayfaları tarayıp diğerlerinide değiştirmek gerekir. Küçük/büyük harfle başlayan sözcükler ya tek sayfada ya da ayrı ayrı sayfalarda gösterilmeli. Hem ayrı sayfalar oluşturup hem de her ikisinde de küçük/büyük harfle başlayan anlamların verilmesi doğru değil. Diğer sözlüklerede uygun olarak küçük ve büyük harfle yazılışları farklı madde olarak kabul ettik ve maddeler buna uygun oluşturuldu. Bu yapıyı bozmasak iyi olur. --Viki 08:40, 23 Eylül 2007 (UTC)
Viki kardeş, Kâmal kelimesinin Kamâl ismine yönlendirmişsiniz. Kâmal ismini Kamâl ismiyle karıştırmamak lazımdır.Yeyip, içip, eğlenelim kâm alalım felekten. (Burda kâm inceltmesi bildiğimiz zevk alma anlamındadır. Kâmal ismi kâm ve al isimlerinden birleşerek Kâmal olarak türetilmekte ve hayattan zevk al anlamında erkek ismi olarak kullanılmaktadır. Kamâl ismi ise kırmızı (âl) şaman anlamında birleştirilerek türetilmiş bir isim olup erkek çocuları için kullanılmaktadır. Lütfen yönlendirirken açıklama yaparsanız veya daha önce tartışarak yönlendirirsek mutlu olurum. Selamlar.Kolay gelsin. Vaktim az olduğu için kısa kestim.-- 3210 (T) 06:49, 23 Eylül 2007 (UTC)
Merhaba, şaman maddesinde eş anlamlı olarak qam kelimesini göstermişsin. bu kelimenin anadoluda kullanımı bu şekilde mi? Türkçe de "q" harfi bildiğim kadarıyla yöresel olarak dahi kullanılmıyor. Tatarca olarak düşünülürse zaten Türkçe bir eş anlam olmuyor. Tatarca dan Türkçe ye geçmişse yazılışıda buna uygun olmalıdır. (kam, kuam, kâm vb.) --Viki 09:14, 23 Eylül 2007 (UTC)
- Viki kolay gelsin, mesajında "q" harfi bildiğim kadarıyla yöresel olarak dahi kullanılmıyor. diyorsun. Bu q kullanılmadığı meslesi yanlış. Yöresel olarak iç Anadolunun her yerinde, q harfi konuşma dilinde kullanılıyor. Hatta bazı yapısal dilci aydınlar q harfini Türkçede çoktan kullanmaya başladılar bile. Sanırım bizim TDK dahil , dilcilerimizin dilcilik adına bu alemde ıskaladığı bayağı şeyler var. Bunlardan biriside q harfi, azeriler alfabe değiştirirken q harfini aldılar. Almakla da bayağı isabet ettiler. Tebrik ederim azeri aydınlarını . Hakkaten kaliteli uşaklar. Bizde ise sözde aydınlar olduğu için hala q harfini almakta direniyorlar. Şimdi İç Anadolu'da hangi köye gitseniz kadın demezler, qadın derler; karım demezler , qarım derler.Kardeş demezler, qardaş derler. bunu gibi kam demezler qam derler.
- Hatta bu konumuz olan qam kelimesinin iç anadoluda bir kullanım şekli olan kamçı soyadı anlamında olarakda vardır. Bunu halk geleneklere uyarak qamçı olarak teleffuz eder. Bunu bilmeyenler va zavallı Türkçe bilmeyen cahil köylü halk, yanlış teleffuz ediyor sanırlar. Aslında halkın söylediği teleffuz şekli doğrudur. Burda şu var : kamçı bizim bildiğimiz kamçı'dır. qamçı ise şamani geleneklere qam +çı şeklinde söylenir. Yani qam bağlısı qam taraftarı,qamdan el almış anlamında. Bu aileler ruhlarla bağlantı kurduğuna inanılan ailelerdir. Bu insanlara köy halkı çok sayğı gösterir. Görüyorsun bir kamdan ne kadar gam çıktı. Sen hoşlanmıyorsun ama yine belirteceğim. (Yukarda belirtilen yapısal dilci fikrin patent hakkına sahip olan Kaymakam Eyüp Sabri KARTAL adının belirtilmesi şartıyla bu fikrin telif hakkı kamuya devredilmiştir.)
- Sevgili viki, bu konuda daha yazacak çok şey var. Ama burada konuyu kısa keselim ve mesaiye yetişelim. Selamlar.-- 3210 (T) 05:29, 24 Eylül 2007 (UTC)
VolkovBot
değiştirHi! It seems like the only Turkish bureaucrat is inactive for quite a long period of time. Is there any way to set a flag by someone else on tr.wikt? Or maybe it's wise to elect one more bureaucrat? I'm going to re-activate the bot next month. Please don't block it again. In case of any issue, please let me know on my Russian talk page. Thanks. --VolkovBot 09:53, 24 Eylül 2007 (UTC)
oğraş
değiştiroğraş maddesinde Kullanıcı:85.99.48.107 nin yaptığı değişiklikleri geri almışsın. Ben kelimeyi yeniden düzenledim. Bu aslında uğraş kelimesin İç Anadolu'da söyleniş tarzıdır.Sanırım kelimeyi değiştiren adamın soyadı oğraş .Tabii Azerice' de anlamı pezevenk olunca adam rahatsız oluyor . Anonim kullanıcı olarakta girip kelimeyi değiştiriyor. Bende böyle garip soyadlar merakı olan bir vali yardımcısından oğraş soyadını öğrenmiştim. -- 3210 (T) 10:41, 24 Eylül 2007 (UTC)
Öneri
değiştirSevgili Viki, madde edit ederken kullandığımız kutu üstündeki wiki tool diyebileceğimiz bölümlerdeki kutuları acaba vikipedi deki gibi zenginleştirebilirmiyiz? Kolay gelsin -- 3210 (T) 21:21, 25 Eylül 2007 (UTC)
- Olabilir. Bir ara inceleyebilirsem vikisözlüğe aktarırım. --Viki 07:07, 26 Eylül 2007 (UTC)
(Aşağıdaki bilgilerin patent hakkı sınırlı telif hakkı devri kapsamında yapısal dilci Kaymakam Eyüp Sabri Kartal'ın görüşleri olduğu belirtilerek alıntılanabilir.)-- 3210 (T) 04:47, 29 Eylül 2007 (UTC) Türkçede âl sancak ile al sancak arasında bence çok fark var. birisi al işte sana sancak diğeri ise âllanmış kırmızılanmış sancaktır. İstiklal marşında da böyle geçer belki alsancak maddesini buraya yönlendirmek lazımdır. Kamâl ile Kamal arasındaki fark gibi fark vardır. âl para mor para ile al para çok farklıdır.Birisi renk anlatırken diğeri emir kipini anlatır.-- 3210 (T) 21:33, 25 Eylül 2007 (UTC)
- Türkçe de "âl" olarak bir kelime yok. Bu konuda TDK yeterli bir kaynaktır. kırmızı anlamında al ile almak fiilinin emir kipi al arasında yazılış ve okunuş olarak da fark yok. TDK nın eksikleri olsada lütfen bu kadar muhalif bir anlayışta çalışma yapmayalım. Bizim için değerli olan Türkçe dir. Arapça ve Farsça ağırlıklı kelime, yazılış ve dilbilgisini tekrar canlandırmaya çalışmanın bir anlamı yok. Mevcut Türkçe yi beğenmiyorsun ama tek alternatif olarak kendi görüşlerini öne sürüyorsun. Bu bilgileri tarafsız Türkiye Türkçe si olarak görmek mümkün değil. Belki Osmanlıca da "âl" olabilir. --Viki 07:19, 26 Eylül 2007 (UTC)
- Türkçe de "âl" olarak bir kelime var üstelik teleffuzuda farklı. Türkçe de "âl" ın teleffuzu daha ince ve ağızın daha ortalarına yakın bir "l" harfi ile teleffuz edilir. Birde Türkçe de "al" var ki almak emir kipinde vardır.
Rumeli Kayı(kai) Türkçesinde de "âl"lı yemeni veya "âl" bayrak derken ince dudaklar geriye hatta nefes az içeri doğru çekilir. "Al" derken; nefes durur, dil arkadan yukarı doğru eğrilerek üst dile temas ederek daha tok ses çıkar. Asya ülkelerinde hala öyle teleffuz edilir. Yani Türkçe de "âl" ile "al" kelimesi arasında yazılışta ve okunuşta, teleffuzda hatta duygulanışta bile fark vardır. Maalesef bizde dil üzerine eğitim verenler ve konuşanların anasının babasının ana dili türkçe olmadığı için iki al'ıda aynı zannederler. Maalesef bizde Atatürkçü olmayanlar ama Atatürkçülük ten geçinenler Atatürk'ün mirası inceltme işareti şapkayı kaldırır. Hem de Kemal isminden kaldırırlar, hatırasına asygısızlık ederek. Neden saygı göstermezler, Atatürk'ün kendine aldığı nüfus cüzdanına hayret ederim. Maalesef bizde saygı yok ,saygı ve nezaket yok. Atamız adını değiştiriyor, bizimkiler yaa galiba nüfus memuru hata yaptı, galiba geçici kullandı. yok öyle değil kale anlamına gelir gibi ipe sapa gelmez atmasyonlar yaparlar. Ben bir zamanlar bir ADD il başkanı görmüştüm, ilçeden bir ADDci beni Atatürk'ün akrabası diye tanıtınca şaşırdı yüzüme baktı , arkadaş bak nasıl benziyor deyince, bu sefer o sahtekar Atatürkçü hemen yılışarak "üj-bej" demeye başladı. Güya Atatürk türkçe konuşmuyor demek istedi. Dedim ki ona; senin üç-beş yerine o "üj-bej" dediğini oranın çingeneleri söyler ,ana dilleri farklı olduğu için çingeneler üç-beş diyemezler üj-bej derler dedim. Sizin Atatürkçülüğünüz; geçinme tarzında Atatürkçülük, olma tarzında Atatürkçülük değil, deyince bozuldu. İşte bizde maalesef böyle sahtekar Atatükçüler vardır.
- Bizde nesnel ve evrensel dil eğitimi maalesef vermezler, veremezler. Üniversitelerde bile özne yüklem türkçesi anlatılır. (buna benim okuduğum ve dilcilik açısından en kaliteli olması gereken siyasal bilgiler fakültesi de dahildir.)
Doğal dilcilik , tarihsel dilcilik , yapısal dilcilik vs nedir ayırdına bile varamazlar. Dünyanın yaşayan veya ölmüş en meşhur iki dilcisini söyle desen dilcilerin %99.9 undan fazlası bir kelime söyleyemez. Comenius kim? desen tanımaz. Tanıyanı da bırak ya papaz der, geçer. Türkiye de adına proğramlar tertip edildiğini bilmez. Hatta adına resmi ulusal ajans kurulduğunu bilmez. Buna da Laik olamayıp laiklikçilikten geçinenlerin sesi bile çıkmaz. Kazım efendi kim? desen o osmanlıca yazardı Türkçe değil der. Ülkemizde ilk basılan sözlüğümüz nedir? de bilmem, der. Atatürk desen, o eskiden osmanlıca yazardı. Sonradan ahir ömründe türkçe yazmaya başladı, der. Hatta ahir ömründeki yazdıklarına bile anlaşılmaz şekilde osmanlıca der bakma zahmetine bile katlanmaz. Hatta anlayamadığı Atatürk'ün kendi adını düzeltmesini bile kabul etmez. Türkçede bu yok der, geçer'. Üstelik bunu Atatürkçülük akımının ne zaman ortaya çıktığı tanımı ve tarihçesi üzerine tartışma çıkarıp taslak maddedeki ampirik ve nesnel ifadeleri çirkin diye niteledikleri zamanda yaparlar.
- Viki,
- Bizim için değerli olan Türkçe dir. Arapça ve Farsça ağırlıklı kelime, yazılış ve dilbilgisini tekrar canlandırmaya çalışmanın bir anlamı yok. diyorsun. Sanki Osmanlıca diye Türkçe olmayan bir dil varmış gibi. bunu yukarıda Osmanlıca bahsinde tartışmıştık, Lafı uzatmadan oraya atıf yapayım. Diğer iddian Belki Osmanlıca da "âl" olabilir , iddiası ise; Kamâl ismini kendine veren Atatürk ismi karşısında hem Türkçe hem de Atatürkçülük adına hepten yanlış bir belki kullanımıdır. Bu kadar öz be öz türkçe olan bir kelimeyi orjinal haliyle kullanmayı önermek neden "Arapça ve Farsça kelime, yazılış ve dilbilgisini tekrar canlandırma" diye yazdığınız ifadenizde kasıt nedir?
[Yoksa [Kamâl]] veya âl kelimelerinde inceltme işareti olduğu için onları arapça veya farsça mı zannediyorsunuz?
- Hayır o arapça farsça zannetttiğniz kelimeler öz be öz Türkçe kelimelerdir. Arapça ve farsça değildir. Eğer siz Kamâl yerine Kemal derseniz Atatürk'e azap etmiş olursunuz . Hele o Kamâl deki uzatmadan dolayı "Atatürk, arapça ve farsça canlandırılıyor" derseniz, Atatürke saygısızlık ve onun mirasına hakaret etmiş olursunuz. Sizin iddianızın tersine Atatürk anasının babasın verdiği arapça Mustafa adını hatta öğretmenin verdiği Kemal adını bile arapça diye terk etmiştir. Atatürk Kamâl âl uzatmasıyla arapça farsça kelimeyi canlandırmaya çalışmadı. Tam tersine öz türkçe bir kelimeyi canlandırmaya çalıştı.:::Zaten 29 harf yetersiz bir de inceltme kalkarsa yandı türkçem, gitti gül keten helvası.Türkçe de kâr ile kar ne kadar farklı şeyler. Hayret ne garip şeyler tartışıyoruz.
- Keşke bize IPA kodlarını okullarda öğretselerdi Özlem yüklem sıfat gibi her sene tümcenin öğelerini öğretmek yerine keşke bize Ipa kodlarını öğretselerdi. Orta okul ve liselerde İngilizce sözlüklere bakarken teleffuz kısımlarına daha anlamlı bakardık. Daha rahat lisan öğrenirdik. daha yazacak çok şey var,ama vakit dar, çokda konuşmak zarar. Bu kadar yazışma bence karar. İyilikle kalın.-- 3210 (T) 03:05, 28 Eylül 2007 (UTC)
Merhaba, 3210 isimli kullanıcı maddeler üzerinde yanlı anlamlar yazmakta. Örneğin Atatürkçülük maddesinin geçmişine bakarsanız anlamının ne kadar yanlı olduğunu görebilirsiniz. Yardımınz gerekli. Belki bazı maddeleri kilitlemeniz iyi olur. Örneğin Atatürk, Atatürkçülük ve benzeri.--Saltinbas 05:51, 26 Eylül 2007 (UTC)
- Sayın Altınbaş kullanıcısının mesajı aşağıya alıntılıyorum:
Merhaba, lütfen kendi ideolojinize yönelik anlamları sözlük maddesinde kullanmayınız. Atatürkçülük tanımınız sizi bağlar. --Saltinbas 05:46, 26 Eylül 2007 (UTC)
- Pardon anlayamadım. İdeolojinize yönelik anlam, derken ne kasdediyorsunuz . Bir dilci olarak kendimi tüm ideolojilerin üstünde görürüm. İdeolojik olmak gibi yabancı kavramlarla tanımlanmayı kendi özüme hakaret olarak algılarım. Her daim nesnel olmaya çalışırım.
- "Atatürk 'ün eylem ve fikirlerini temel aldığını belirten 12 Eylül 1980 Harekatından sonra Sağcılık ve Solculuğa tepki olarak dile getirilen ve 1982 Anayasasına konulan bir akım. "
bu cümlede yanlış var mı? Benim bildiğim ve gözlemlediğim kadarıyla 12 Eylülden sonra Kenan Evren tarafından dile getirilmedi mi? Sanırım sizin tanımlamalarınız bir yerden alıntı. Ben reel gözlemimi tanımlamamı kelimeye yazdım. Ondan önce bildiğim kadarıyla okullarda Atatürkçülük dersleri yoktu. Sizin okul yıllarınızda var mıydı bilmiyorum ? Ama benim okul yılarımda önceleri yoktu. 12 Eylül'le birlikte konuldu. Hatam varsa, lütfen düzeltiniz! Hatamın düzeltilmesinden ziyedesiyle memnun olurum. Bu arada şunu da belirtmeliyim ; kelimeye siz de "en çağdaş, en ilerici ,en etkili , en geçerli , en doğru , en yanılmaz ,en gerçek yol gösterici akım " , gibi tamamaen nesnel ve tartışmasız doğruları da siz eklersiniz ve böylece kelime tanımı daha mükemmelleşir. İyilikle kalın. -- 3210 (T) 06:12, 26 Eylül 2007 (UTC)
- Merhaba, ideoloji sözcüğünün Eski Türkçe karşılığını bilmiyorum ama öğretirseniz sevinirim. Ayrıca madde anlamını sizin pek beğenmediğiniz TDK'dan aldım. Kendinizi nesnel olarak betimliyorsunuz ama yazdığınız anlam pek nesnel değil. Bu anlamı nereden buldunuz?. Kaynağınızı açıklar mısınız? --Saltinbas 06:33, 26 Eylül 2007 (UTC)
- Atatürk'le akraba olan benim gibi birisine bu ifade hatadır. Önden ve yandan resmimdeki profile bir bakınız, lütfen. O zaman konuyu daha iyi anlarsınız. Siyasal Tarihden okuduğumu ve tanıklık yaptığım gözlemimi yazdım. Siyasal Tarih ve siyasal akımlar okumadıysanız size konuyu tam anlatamam. Bildiğim kadarıyla siyasal akımlar tarihinde 1980 e kadar yoktur. Sanırım 1941 lerde Amerika medyasında 2. dünya savaşı dolayısıyla Atatürkçülük olarak değilde Kamâlism olarak veya Kamâlists olarak ilk kez geçiyor. [2]. 12 Eylül'le birlikte sağ sol kapışmasına kamplaşmasına alternatif olarak ileri sürülüyor. İşte ben olmayan bu maddeyi, eksik veya yetersiz, boş kalmasın diye yazdım. Eğer yanlış varsa konuyu siz nesnel olarak tamamlarsınız. Kendimi becerebildiğim kadar nesnel olmaya çalışıyorum , diyorum. Bir Kaymakama ideolojik yaklaşıyorsunuz demek doğru olmaz. Bende bundan günahım kadar hoşlanmam. Kaldı ki siz benim kadar Atatürk'ü bilemez ve anlayamazsınız? Çünkü ben Atatürk'ün akrabasıyım. Beni çok yaraladınız. Lütfen bir Debre 'liyi yaralamayınız. Bir defa siz neden ilk soyadı öz anlayamazsınız! Ancak Atatürk'le akraba olup aynı asil ırkın kanından olursanız onu anlayabilirsiniz.Al ünvanıyla dedelerinde kızıl ünvanı olmasını sizinde dedenizde ve kendinizde kızıl yüzlü insanlar olmadan anlayamaz ve terkip yapamazsınız. Öz uz bağlantısını anlamadan Selanik Kozlu köyünden olmadan bu bağlantıları anlayamazsınız. Bu fakirin dedeleri Selaniklidir. Kökeni Kayılar kazasındandır.
Atatürkü en iyi bu fakir anlar. Dünyanın en iyi ansiklopedisi 1911 ansiklopedia brittanicadır. Oradan bu fakirin ailesinin ne kadar nesnel ve tarafsız olduğu ve kaliteli uşak olduğu anlatılır. İşte o madde. [3] Orada şöyle der biz debreliler kozlular kayılar yörükleri için;
The 1911 Edition of Encyclopaedia Britannica about Yuruks, Kailars and Konariotes
see link {{cquote2| The first Turkish immigration from Asia Minor took place under the Byzantine emperors before the conquest of the country. The first purely Turkish town, Yenije-Vardar, was founded on the ruins of Vardar in 1362. After the capture of Salonica (1430), a strong Turkish population was settled in the city, and similar colonies were founded in Monastir, Ochrida, Serres, Drama and other important places. In many of these towns half or more of the population is still Turkish. A series of military colonies were subsequently established at various points of strategic importance along the principal lines of communication. Before 1360 large numbers of nomad shepherds, or Yuruks, from the district of Konia, in Asia Minor, had settled in the country; their descendants are still known as Konariotes. Further immigration from this region took place from time to time up to the middle of the 18th century.
After the establishment of the feudal system in 1397 many of the Seljuk noble families came over from Asia Minor; their descendants may be recognized among the beys or Moslem landowners in southern Macedonia .
At the beginning of the 18th century the Turkish population was very considerable, but since that time it has continuously decreased. A low birth rate, the exhaustion of the male population by military service, and great mortality from epidemics, against which Moslem fatalism takes no pre-cautions, have brought about a decline which has latterly been hastened by emigration
The Turkish rural population is found in three principal groups:
- the most easterly extends from the Mesta to Drama, Pravishta and Orfano, reaching the sea-coast on either side of Kavala, which is partly Turkish, partly Greek.
- The second, or central group begins on the sea-coast, a little west of the mouth of the Strymon, where a Greek population intervenes, and extends to the north-west along the Kara-Dagh and Belasitza ranges in the direction of Strumnitza, Veles, Shtip and Radovisht.
- The third, or southern, group is centred around KAİLAR, an entirely Turkish town, and extends from Lake Ostrovo to Selfije (Servia). The second and third groups are mainly composed of Konariot shepherds. Besides these fairly compact settlements there are numerous isolated Turkish colonies in various parts of the country. THE TURKISH RURAL POPULATION IS quiet, SOBER and ORDERLY, PRESENTING SOME OF THE BEST CHARACTERISRICS OF THE RACE .
- Bu konuda Saltinbas kesinlikle haklı. Bir "dilci" den beklenmeyecek ölçüde çirkin bir tanım olmuş. ideolojik olduğunu kabul etmesen bile taraflı, kişisel ve eleştirel bir tanım olmuş. Bir görüşün taraftarı olunmasa bile tanım yaparken tarafsız olmaya ve sözlükçülük kurallarına uygun hareket etmeye dikkat edilmelidir. Atatürkçülük 12 Eylül ile başlamadı. Ayrıca bu tür bir tanımın karşıtlarının değil Atatürkçülüğü oluşturanların tanımları doğrultusunda tarafsız bakış açısı ile yapılması gerekir. (ne övme, ne yerme, ne de eleştiri olmalı) İdeolojik bir tanım olduğu Kamâl maddesindeki tavırdanda belli oluyor. Orada "Atatürk Mustafa adını neden istememiştir?" diye soruyorsun. Neden cevabını vermiyorsun ve konu ile dilcilik ile bağlantısı nedir? Soruyu açık bırakarak ideolojik yaklaşım gösteriyorsun. --Viki 08:04, 26 Eylül 2007 (UTC)
- "Çirkin bir tanım" lafı bir dilci için çok yanlış. Siyasal Tarih okumadıysanız ben size bir şey anlatamam. Taraf tutmak bana göre değil takım bile tutmayan hatta bir partiye iki kez oy vermeyen birine bu yafta fazla. Kişisel mi yoksa tam tersi ampirik mi bilemem? Ama siyasal akımlarla ilgili tarih kitaplarına bakmak lazım. Ondan sonra konuşmak ve yazmak lazım. Varsa bir yanlışım, düzeltirim. Hatta mutlu da olurum. Eksiğimi tamamlamış olurum. Dedem nesnellikten çıktığımda araştırmadan konuştuğumda -tabii bizim insanımız nesnelliği ve objektif yaklaşımı bilmez- şöyle derdi: "At martini Bre Debreli Hasan dağlar inlesin" . Onun için atmamaya çalışıyorum. Ayağımı sağlam yere basmaya çalışıyorum.
İdeolojik bir tanım olduğu Kamâl maddesindeki tavırdanda belli oluyor diyorsun. İyi de hangi saatlerde edit ettiğime bakınız lütfen mesai saatleri girmiş ve benim kalkmam gerekiyordu. "Atatürk Mustafa adını neden istememiştir?" diye soruyorsun. Neden cevabını vermiyorsun ve konu ile dilcilik ile bağlantısı nedir? Soruyu açık bırakarak ideolojik yaklaşım gösteriyorsun", diyorsun bence acele tecessüslü ve yazı saatlerine editlere bakmadan karar veriyorsun o söz bana ait değil İTÜ'den sizin verdiğiniz referansdaki dilci tarafından sorulan ve cevabı verilmeyen bir soruyu aynen oraya alıntıladım. O dilcinin sorup çözemediği ana soruları ben ara başlıklar haline getirip cevaplamaya çalışdım. Dilci hocaların değerlendirmelerini akıl ve mantık süzgecinden geçirip dil açısından değerlendirdim ve mesai başlayıncaya kadar durmadan usanmadan yorumladım. Bu arada bir kısım hoca değerlendirmelerine ve Mustafa ismini terketmesi sorusuna mesaiye riayet etmek için evden ve bilgisayardan ayrıldığım için değerlendirme yazmaya vaktim olmadı. Bunu yazı saaatlerinden ve sayfa geçmişinden de anlarsınız. İyide Kamâl maddesini yazdık da hata mı oldu? Neler öğrendi herkes neler? Arasanız ülkede hiç bir kitapta ,gazetede , mecmuada veya sözlükte hatta bir tezde bulamayacağınız kelimeleri girdim ve anlamlarını nesnel olarak açıkladım. Bu benim için bir dilcilik borcuydu. Kamâl isim meselesini ancak 35 yılda büyük emekle çözebildim. Çözünce de çocuklar gibi sevindim, beş ay öncesine kadar çözememeiştim.Her şeye ideoloji urbasını beynimize geçirip bakmayalım. Bu kelimeyi niye şöyle yazdı ,yoksa şunu mu demek istedi, dersek hata yapmış oluruz. Çünkü zannın bazısı günahtır. Lütfen kişilere karşı tecessüs etmeyelim. Görevimiz burda hafiyelik değil. Mubarek Ramazanda vikisözlükten ve birlik beraberlik içerisinde biri birimizden yararlanmaya çalışalım. Bir konuyu etraflıca incelemeden, araştırmadan biribirimizi lütfen kırmayalım. Sonra telafisi mümkün olmayan gönül yaraları olur. Allah evi insan gönüllerini kırmayalım, lütfen. -- 3210 (T) 21:29, 26 Eylül 2007 (UTC)