Ayrıca bakınız: Belli

Türkçe

düzenle

Söyleniş

düzenle
IPA(anahtar): /belˈli/
Eski Türkçe bel (bel) <-> bellemek

belli (karşılaştırma daha belli, üstünlük en belli)

  1. beli olan
  2. bilinmedik bir yanıolmayan, malum
    Hâlimiz, vaktimiz sizce belli. - Hüseyin Rahmi Gürpınar
  3. gizli olmayan, ortada olan, anlaşılan, bedihi, zahir, aşikâr
    Bu âzâde insanlarda her türlü adîliklerden uzak bir efendilik olduğu ne kadar da bellidir. - A. H. Çelebi
    Hani sen benim gibi ince belli sarışınları severdin? - N. Araz
  4. belirli, muayyen
    Bu oyun çok kısa, belli bir temsil süresi doldurmuyor. - A. Ağaoğlu

Zıt anlamlılar

düzenle

Deyimler

düzenle

Çeviriler

düzenle

Kaynakça

düzenle

Atasözleri

düzenle

belli

  1. belli

Türkmence

düzenle