orta
TürkçeDüzenle
HecelemeDüzenle
- Heceleme: or‧ta
YazılışlarDüzenle
- اورتا
AdDüzenle
orta (belirtme hâli ortayı, çoğulu ortalar) -sı
- bir şeyin kenarlarından merkeze doğru yaklaşık olarak aynı [[uzaklık|uzaklıkta olan yer
- Tam bağın ortasına geldikleri zaman düşman askerlerini gördüler. - Y. K. Karaosmanoğlu
- başlangıcı ile bitimi arasında eşit uzaklıkta olan süre
- Yılın ortası. Haftanın ortası. Günün ortası. Kışın ortası.
- bir şeyin eşit olarak ayrılabileceği bölüm
- Seccadesini ortasından kesip ikiye böldüler. - Ö. Seyfettin
- ne uzun ne kısa, midi
- ne büyük ne küçük, midi
- iyi ile kötü arasındaki durum
- öğretimde, öğrencinin değerlendirilmesinde geçer not ile iyi arasındaki derece
- Orta ile geçti.
- defterde, bir araya getirilmiş belli sayıda yaprakların oluşturduğu bölümlerden her biri
- (fizik) bir olayın, içinde gerçekleştiği yer
- (matematik) orantı
- (spor) futbolda oyunculardan birinin, topu, kale ağzında duran arkadaşlarına havadan yollamak için yaptığı vuruş
- Aut çizgisinden nefis bir orta... - H. Taner
- (tarih) yeniçeri ocağında tabur
DeyimlerDüzenle
|
Ön adDüzenle
orta (karşılaştırma daha orta, üstünlük en orta)
- sorunların çözümünde aşırılıklardan kaçınan, ölçülü bir yöntem izleyen
- her iki yanında kendi türünden aynı nitelikte nesneler, durumlar bulunan
- Hademe orta bölmeyi açmak üzere koştu. - R. H. Karay
- iki karşıt nitelik veya durum arasında bulunan, tutarlı, ılımlı, vasat
ÇevirilerDüzenle
|
KaynakçaDüzenle
- Türk Dil Kurumu: "orta"
AzericeDüzenle
AdDüzenle
orta
- orta
GagavuzcaDüzenle
KökenDüzenle
- Lütfen bir dil kodu girin. orta
AdDüzenle
orta
- orta
Kırım TatarcaDüzenle
AdDüzenle
orta
- orta
TürkmenceDüzenle
AdDüzenle
orta
- orta
KaynakçaDüzenle
- Etymological Dictionaries - Andras Rajki