ciddi
TürkçeDeğiştir
[cidd·i:]
KökenDeğiştir
BelirteçDeğiştir
ciddi
- önem vererek, gerçek olarak
- Size bunu ciddi söylüyorum, yalan değil!
- güvenilir bir biçimde
- Çok ciddi durunca mükemmel olduklarını sanıyorlar. - A. Kutlu
ÇevirilerDeğiştir
çeviriler
|
Ön adDeğiştir
ciddi (karşılaştırma daha ciddi, üstünlük en ciddi)
- şaka olmayan, gerçek
- Kısa zamanda yarı şaka, yarı ciddi tenkit edecek kadar yakınlaşmışlardı. - T. Buğra
- (ruh bilimi) ağırbaşlı
- Ben onu pek ciddi bir genç olarak tanırım. - H. R. Gürpınar
- titizlik gösterilen, önem verilen
- Bu dönemde yazara konu üzerinde vukuf, ciddi incelemeler şart koşulur. - H. Taner
- tehlikeli, endişe veren, ağır, vahim, kritik
- Hastalığımızın oldukça ciddi olduğuna işaret etmekten kendimizi alamadık. - B. Felek
- eğlendirme amacı gütmeyen
- gülmeyen
- O, ciddi bir tavırla mühim bir şey anlatmaya hazırlanmış gibiydi. - Y. K. Karaosmanoğlu
- güvenilir, sağlam, önemli
- Ciddi bir gazetede liyakatli, genç bir muharririn şu sözleri beni hâlâ düşündürüyor. - O. S. Orhon
ÇevirilerDeğiştir
çeviriler
|
KaynakçaDeğiştir
- Türk Dil Kurumuna göre "ciddi" maddesi
AzericeDeğiştir
AdDeğiştir
ciddi