Ayrıca bakınız: Sure, sûre, surə, süre, şûre

Türkçe

değiştir
Osmanlı Türkçesi سوره‎, Arapça سُورَة(sūra).

Söyleniş

değiştir

sure (belirtme hâli sureyi, çoğulu sureler), sahiplik şekli sure -si

  1. (İslâm) Kur'an'ın bölünmüş olduğu 114 bölümden her biri
    İmam Efendi, bir serviye belini dayayıp çömelerek Mülk Sûresi'ni okumaya başladı. — Memduh Şevket Esendal

Çekimleme

değiştir

Üst kavramlar

değiştir

Alt kavramlar

değiştir

Türetilmiş kavramlar

değiştir

Çeviriler

değiştir

Kaynakça

değiştir

Ek okumalar

değiştir

İngilizce

değiştir

Söyleniş

değiştir
  • Heceleme: sure

Belirteç

değiştir

sure

  1. (Amerika Birleşik Devletleri) kat'îyetle, kesinlikle
    Texas sure was a great place to grow up. — Teksas kesinlikle büyümek için harika bir yerdi.

sure (karşılaştırma more sure, üstünlük most sure)

  1. (bir şeyin doğruluğundan) emin.
    I am sure I've seen that dress before. — Bu elbiseyi daha önce gördüğüme eminim.
  2. şüpheye mahal bırakmayan, kat'î, kesin.
    What is sure is that learning is a complex business. — Kesin olan şey, öğrenmenin karmaşık bir iş olduğudur.

Deyimler

değiştir