Türkçe

değiştir

haşlamak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi haşlar)

  1. bir şeyi kaynar suya daldırmak
  2. bir şeyin üstüne kaynar su dökmek
  3. suda kaynatarak pişirmek
    Nine yolda yerim diye iki yumurta haşladıydı. - H. E. Adıvar
  4. kaynar sıvı bir şeyi yakmak
    Kaynar su ayağımı haşladı.
  5. don, kırağı bitkilere zarar vermek
  6. dalamak
    Böcek çocuğun bacağını haşlamış.
  7. sızı vermek, acı vermek
    Omuzlarına kadar vücudun derisini haşlayan bayıltıcı yanma acısı ve dehşeti çok sürmedi. - P. Safa
  8. sertçe paylamak, azarlamak
    Recep'i kenara çekip fena hâlde haşladılar. - S. F. Abasıyanık

Çeviriler

değiştir

Kaynakça

değiştir

Türkmence

değiştir

haşlamak

  1. hırıltılı ses çıkarmak, hırıldamak

Kaynakça

değiştir
  • Atacanov, Ata (1922). Türkmendolu Yir Sözlüğü.