parça
TürkçeDüzenle
SöylenişDüzenle
KökenDüzenle
- Osmanlı Türkçesi پارچه, Farsça پارچه (pârçe).
AdDüzenle
parça (belirtme hâli parçayı, çoğulu parçalar) parça -sı
parça hakkında Türkçe Vikipedi'de ansiklopedik bilgi bulabilirsiniz.
- bir bütünden ayrılan, ayrı sayılan veya artakalan şey
- Yolun bu parçası bozuk.
- bir bütünden kopma, kırılma, yırtılma v.s. yoluyla ayrılmış bölüm
- Alınacakları bir gece önceden küçük bir karton parçasına yazmıştır." - Haldun Taner
- birkaçı bir araya geldiğinde bütünü oluşturan şeylerin her biri
- On parçadan yapılmış bir oda takımı.
- cisim, nesne
- Bu defaki gidişimizde, eşyamızın arasında taç gibi değerli bir parça da vardı. - Ayla Kutlu
- pasaj
- Hayatımın en acı ve tatlı saatleri bunun başında geçti, eserimin en güzel parçalarını onun kenarında yazdım. - Reşat Nuri Güntekin
- tane
- Üç parça elbiselik kumaş.
- (argo) güzel, alımlı kız veya kadın
- (mecaz) küçümseme ve değersiz sayma bildiren söz
- Bir çoban parçasısın, olmasa bile koyun. / Daima eğeceksin başkalarına boyun. - Kemalettin Kamu
- (müzik) müzik parçası kavramının kısa şekli
ÇekimlemeDüzenle
parça adının çekimi
Eş anlamlılarDüzenle
- (bir bütünden kopma, kırılma, yırtılma v.s. yoluyla ayrılmış bölüm): lime
- (birkaçı bir araya geldiğinde bütünü oluşturan şeylerin her biri): modül
Alt kavramlarDüzenle
- (bir bütünden ayrılan, ayrı sayılan veya artakalan şey): toprak parçası
DeyimlerDüzenle
- (bir bütünden ayrılan, ayrı sayılan veya artakalan şey): kaç parça olayım
Türetilmiş kavramlarDüzenle
ÇevirilerDüzenle
bir bütünden ayrılan, ayrı sayılan veya artakalan şey
|
KaynakçaDüzenle
- Türk Dil Kurumuna göre "parça" maddesi
AzericeDüzenle
AdDüzenle
parça
GagavuzcaDüzenle
KökenDüzenle
AdDüzenle
parça
KaynakçaDüzenle
- Etymological Dictionaries - Andras Rajki
TürkmenceDüzenle
AdDüzenle
parça
KaynakçaDüzenle
- Atacanov, Ata (1922). Türkmendolu Yir Sözlüğü.