sin
TürkçeDüzenle
KökenDüzenle
AdDüzenle
sin (belirtme hâli sini, çoğulu sinler) -ni
- (ölüm) mezar
- Sana ibret gerek ise. Gel göresin bu sinleri.- Yunus Emre.
- (') yaş, diş
- Hoş uyanık da olsam biz sindekileri artık erkekten saymazlar ya... - H. Taner.
ÇekimlemeDüzenle
sin adının çekimi
Sözcük birliktelikleriDüzenle
ÇevirilerDüzenle
çeviriler
KaynakçaDüzenle
- Türk Dil Kurumuna göre "sin" maddesi
AfrikancaDüzenle
AdDüzenle
sin
ÇağataycaDüzenle
AdDüzenle
İngilizceDüzenle
AdDüzenle
sin (çoğulu sins)
EylemDüzenle
sin (sin)
- günah işlemek
- He sinned.=O bir günah işledi.
İspanyolcaDüzenle
BelirteçDüzenle
sin (sin)
Karşıt anlamlılarDüzenle
Osmanlı TürkçesiDüzenle
Bu sözcüğün, biçim ve içerik olarak Vikisözlük standartlarına ulaşması için elden geçirilmesi gerekmektedir.
Madde düzenleme ve Vikisözlük standartları ile ilgili bilgi
Bu sözcükte ayrıca şu sorunlar da bulunmaktadır:
- Bu söz(cük), ait olduğu dilin kullandığı Osmanlı Türkçesi alfabesinde yazılmamıştır.
KökenDüzenle
AdDüzenle
- Arap alfabesinde on ikinci, Fars ve Osmanlı alfabelerinin on beşinci sırada olan س harfinin okunuşu
Sırp-HırvatçaDüzenle
AdDüzenle
sin (sin)
SlovenceDüzenle
AdDüzenle
sin (sin)
- (primatlar, aile) oğul
TatarcaDüzenle
AdDüzenle
sin (sin)
- (kişi adılı): sen
KaynakçaDüzenle
- KÚNOS, Dr. Ignaz (1902). Şeyh Süleyman Efendi, Çağatayca-Osmanlıca Sözlük. Budapeşte: Section Orientale de la Société Ethnographique Hongroise.