geçici
TürkçeDüzenle
SöylenişDüzenle
- Heceleme: ge‧çi‧ci
AdDüzenle
geçici (belirtme hâli geçiciyi, çoğulu geçiciler)
- yoldan veya karşıdan karşıya geçen kimse, yaya, yolcu
- Onları sokakta gördüğünüz zaman âdî bir geçiciden farklı bulmazsınız, sanırsınız ki bir yazıcı ticarethanesine gidiyor. - C. Şehabettin
ÇevirilerDüzenle
Ön adDüzenle
geçici (karşılaştırma daha geçici, üstünlük en geçici)
- bulaşan, bulaşıcı
- çok sürmeyen
- Bunu evvela gençliğe mahsus geçici bir heves zannettim. - P. Safa
- kısa ve belli bir süre için olan
- Eğer yazmaktan para ve ün gibi iki geçici kıymet ve zevk elde edemezsem acaba yazı yazar mıydım? - H. E. Adıvar
Eş anlamlılarDüzenle
Zıt anlamlılarDüzenle
ÇevirilerDüzenle
bulaşıcı — bakınız bulaşıcı
çok sürmeyen
KaynakçaDüzenle
- Türk Dil Kurumuna göre "geçici" maddesi