Türkçe

değiştir
Arapça

hassas (karşılaştırma daha hassas, üstünlük en hassas)

  1. duyum ve duyguları algılayan
    Halıda kaybolan ayak seslerini evvela Peregrini'nin hassas kulakları sezdi. - H. E. Adıvar
  2. duyarlı
    İri yarı bir adam olmakla beraber pek hassastı. - A. Gündüz
  3. çabuk etkilenen
    Düşmanın en hassas ve mühim noktası orası idi. - Atatürk
  4. en küçük değerleri, incelikleri dahi algılayabilen
    Bu laboratuvarda hassas ölçümler yapılıyor.
  5. yapımı ve bakımı özen isteyen, aksamadan çok doğru çalışan, kesin ölçüler gerektiren işlerde kullanılan
    Hassas terazi.

Çeviriler

değiştir

Kaynakça

değiştir