hassas
Türkçe
değiştirKöken
değiştirÖn ad
değiştirhassas (karşılaştırma daha hassas, üstünlük en hassas)
- duyum ve duyguları algılayan
- Halıda kaybolan ayak seslerini evvela Peregrini'nin hassas kulakları sezdi. - H. E. Adıvar
- duyarlı
- İri yarı bir adam olmakla beraber pek hassastı. - A. Gündüz
- çabuk etkilenen
- Düşmanın en hassas ve mühim noktası orası idi. - Atatürk
- en küçük değerleri, incelikleri dahi algılayabilen
- Bu laboratuvarda hassas ölçümler yapılıyor.
- yapımı ve bakımı özen isteyen, aksamadan çok doğru çalışan, kesin ölçüler gerektiren işlerde kullanılan
- Hassas terazi.
Çeviriler
değiştirKaynakça
değiştir- Türk Dil Kurumuna göre "hassas" maddesi