Türkçe

değiştir

uzatmak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi uzatır)

  1. uzamasına sebep olmak, uzamasını sağlamak
    Saç uzatmak. Tırnak uzatmak.
  2. başı, kolları veya bacakları bir yere yöneltmek
    Koğuşun açık duran kapısından hastalar başlarını uzatıp koridordakilere, yerde duran sedyeye bakıyorlar. - Memduh Şevket Esendal
  3. bir şeyi vermek için birine yöneltmek
    Şu köşe rafında toz şeker kutusu var, uzatıver bana. - Aka Gündüz
  4. germek
    İp uzatmak.
  5. konuşmayı, tartışmayı sürdürmek
    Her iki odadan üçer beşer kişi lakırtıyı uzattılar. - Memduh Şevket
  6. vermek, göndermek
    Can, topu Zeki'ye uzattı.
  7. süreyi artırmak, temdit etmek
    Yıllardır beklediği bu zevkli anları mümkün olduğu kadar uzatmak istediği her hâlinden belliydi. - İhsan Oktay Anar

Deyimler

değiştir

Çeviriler

değiştir

Kaynakça

değiştir

Türkmence

değiştir

uzatmak

  1. uzatmak

Kaynakça

değiştir
  • Atacanov, Ata (1922). Türkmendolu Yir Sözlüğü.