Ayrıca bakınız: -aći, A.C.I., ACI, aci, ací, ači, açı

Türkçe

düzenle

Eski Türkçe *āçığ (*āçığ, (1. acı tad, 2. ağrı, sancı)), *āçı- (*āçı-, acımak).

Söyleniş

düzenle
IPA(anahtar): [ɑ.ˈd͡ʒɯ]
Heceleme: a‧cı

acı (belirtme hâli acıyı, çoğulu acılar), sahiplik şekli acı -sı

  1. (fizyoloji) bazı maddelerin dilde bıraktığı yakıcı his
    Acıyı sever.
  2. (psikoloji) herhangi bir dış etken dolayısıyla duyulan rahatsızlık
    eş anlamlısı: ızdırap
    Omuzlarına kadar vücudun derisini haşlayan bayıltıcı yanma acısı ve dehşeti çok sürmedi. Peyami Safa
  3. (mecaz) ölüm, yangın, deprem v.s. olayların meydana getirdiği üzüntü, keder, elem
    İnsan, ölümün acısını en çok günün iki uzak saatinde hissetmektedir. Yusuf Ziya Ortaç

Çekimleme

düzenle

Eş anlamlılar

düzenle

Deyimler

düzenle

Türetilmiş kavramlar

düzenle

İlgili kelimeler

düzenle

Çeviriler

düzenle

acı (karşılaştırma daha acı, üstünlük en acı)

  1. tadı bu vasıfta olan
    Acı kahvesini yudumluyordu.
  2. (mecaz) keskin, hoşa gitmeyen, şiddetli
    Acı poyraz kuvvetle esiyordu. - Orhan Kemal
  3. (mecaz) dokunaklı, incitici, kırıcı, kötü, üzücü

Çeviriler

düzenle

Kaynakça

düzenle

acı

  1. acımak (eylem) sözcüğünün dilek-emir kipi basit ikinci tekil şahıs olumlu çekimi
    zıt anlamlısı: acıma

Azerice

düzenle

Söyleniş

düzenle
  • Heceleme: a‧cı

acı

Atasözleri

düzenle

Atasözleri

düzenle

acı

  1. acı
    Bu suyun dadı acıdır. — Bu suyun tadı acıdır.

Gagavuzca

düzenle

Eski Türkçe achy (achy)

Söyleniş

düzenle
  • Heceleme: a‧cı

acı

  1. acı

acı

  1. acı