getirmek
Türkçe
değiştirSöyleniş
değiştirKöken
değiştirEylem
değiştirgetirmek (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi getirir) -ir
- bildirmek, iletmek
- bir şeyi yanında veya üstünde bulundurmak
- erişmek veya eriştiğini sanmak
- Baharı getirdik.
- gelmesini sağlamak
- Dün bir deri bir kemik hâlinde eve getirip bırakmışlar. - Reşat Nûri Güntekin
- ileri sürmek
- Örnek getirmek.
- Bir zâbit nefes nefese şu haberi getirdi. - Orhan Seyfi Orhon
- makama atamak/tayin etmek veya seçmek
- sağlamak
- Haftada bir cuma günleri işleyen küçük bir kahve ayda ne kadar gelir getirirse… - Ömer Seyfettin
- sebep olmak, ortaya çıkarmak
- Bu rüzgâr kar getirir.
Çekimleme
değiştirgetirmek eyleminin çekimi
Zıt anlamlılar
değiştirDeyimler
değiştiraklına getirmek, bin dereden su getirmek, dalgınlığına getirmek, fitil fitil burnundan getirmek, fütur getirmek, ısıtıp ısıtıp önüne getirmek, leylekler getirmek, merak getirmek, meydana getirmek, yerine getirmek
Türetilmiş kavramlar
değiştirgetirebilmek, getirilmek, getirivermek, getirtmek
Çeviriler
değiştirgetirmek
|
Kaynakça
değiştir- Türk Dil Kurumuna göre "getirmek" maddesi
Yardımcı eylem
değiştirgetirmek
Türkmence
değiştirSöyleniş
değiştir- Heceleme: ge‧tiɾ‧mek
Eylem
değiştirgetirmek