Türkçe

değiştir

karşılamak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi karşılar)

  1. dışarıdan gelen bir kimseye karşılayıcı olarak çıkmak, istikbal etmek
    Beni karşıladılar ve ağırladılar. - A. Kabaklı
  2. karşılık olmak, denk gelmek, tekabül etmek
    Herhâlde bu küçük bahçeyi kendi sebze ihtiyaçlarını karşılamak için yetiştirmişlerdi. - N. Cumalı
  3. söylenen, yapılan, bildiren bir şeyi olumlu veya olumsuz bulmak
    Bu suçlamayı hiç üzerimize almadan karşılar ve hoş görürüz. - B. Felek
  4. önlemek, durdurmak
    Bu ilaç sıtmayı karşılar.
  5. masrafı ödemek
  6. (spor) boksta karşı oyuncunun yumruklarını savmak

Çeviriler

değiştir

Kaynakça

değiştir