Türkçe

değiştir

parlamak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi parlar)

  1. güçlü ışık çıkarmak, ışık saçmak
    O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak. O benimdir, o benim milletimindir ancak. - M. A. Ersoy
  2. (optik) ışık kaynağından gelen ışınları yansıtmak
    Ayna parlıyor.
  3. tutuşup alev çıkarmak
    Pof diye gaz parladı ve zaten seyrek olan kirpiklerimi ütüledi. - B. Felek
  4. mevkisi yükselmek
    Nüfuzlu akrabasından yardım ve kendi mizaçgirliği sayesinde bir iki senede parlamış, büyük bir hariciye memuru olmuş. - R. N. Güntekin
  5. ün, san kazanmak, herkesçe tanınmak
    Kendini nasıl müdafaa edebilip yâr ve ağyar nazarında parlayacak. - N. Hikmet
  6. birdenbire öfkelenmek
  7. ortaya çıkmak
    Feride'nin yüzünde bir çocuk sevinci parladı. - R. N. Güntekin

Deyimler

değiştir

Çeviriler

değiştir

Kaynakça

değiştir

Türkmence

değiştir

parlamak

  1. parlamak

Kaynakça

değiştir
  • Atacanov, Ata (1922). Türkmendolu Yir Sözlüğü.